Nefret uyandıran ırkçılık
25 Ekim 2011 13:44
Van’da depremin ardından sosyal medyada büyük yardım seferberliği başlatılırken, ATV ’de “Tatlı Sert” adlı programı sunan Müge Anlı ırkçı söylemlerle kamuoyunun nefretini kazandı
Van’da depremin ardından sosyal medyada büyük yardım seferberliği başlatılırken, ATV ’de “Tatlı Sert” adlı programı sunan Müge Anlı ırkçı söylemlerle kamuoyunun nefretini kazandı.
Van’da çok sayıda yıkılan binanın enkazından insanlar kurtarılmaya çalışılırken, Anlı, sunduğu tv programında şu cümleleri kullandı: “Önce taş at, polisi, askeri kuş gibi avla, sonra yardım iste. Herkes haddini bilsin.” Anlı’nın bu sözleri kısa zamanda sosyal medyada yayıldı ve Anlı’nın istifa etmesi ya da ATV ’nin konuyla ilgili bir açıklama yapması istendi. Kısa zamanda çok sayıda kişi tarafından ATV müşteri hizmetlerinin telefonları paylaşıldı ve telefonlar kısa sürede kilitlendi. ATV yönetimi henüz bir açıklama yapmazken, Anlı hakkında Türk Ceza Kanunu’nun 216. maddesi’nce “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılamak”tan suç duyurusunda bulunulacağı belirtildi.
AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, sosyal paylaşım sitelerinde yer alan ırkçı söylemlerle ilgili olarak, “Türkiye’de de dünyanın her tarafında da küçük bir ırkçı grup vardır. Türk ırkçısı da, Kürt ırkçısı da var. Ama bunlar marjinal. Türkiye bu değil” dedi.
Taraf
***
Nasıl insanlar yetiştiriyorsunuz?
23 Ekim günü Van'da meydana gelen deprem nedeniyle Habertürk özel yayınında gelişmeleri canlı yayında aktaran Duygu Canbaş "Deprem her ne kadar Van'da da olsa hepimiz üzüldük" dedi. Gelen tepkiler üzerine rejinin uyarısı sonucu Canbaş "Sözlerim yanlış anladıysa tüm izleyicilerden özür dilerim" dedi..
Burada Canbaş’ın kabahati sınırlı. Çünkü devleti yönetenler toplumu Kürtlere karşı öyle koşullandırıyorlar ki, medya patronları ve yöneticileri bu işlevde öylesine rol oynuyorlar ki, her gün, günde bilmem kaç kez bölücü alçaklar, hainler, kalleşler, elebaşılar diye söven bir TV spikerinin ya da habercisinin dilinden çıkan o küfürler, onun zihninde, bilinç üstünde ve altında gerçeğe dönüşüyor ve Van’dan deprem haberini alınca ilk zihinsel refleksi o insanların Kürtlüğü oluyor, Kürtlerin felakete uğramaları karşısında duyduğu üzüntüyü dile getiriyor: “Deprem her ne kadar Van’da olsa –yani ölenler, yaralananlar, yakınlarını, evlerini, dükkânlarını kaybedenler Kürt de olsalar—biz gene de üzüldük” diyor.
Nasıl bir düzende yaşadığımızı, bu düzenin medyasının nasıl olduğunu, en önemlisi spikerlerinin, çalışanlarının beyinlerini bu denli yıkanmış olan TV kanallarının halkı ne ölçüde çarpık şekillendireceğini varın siz hesap edin.
Yalçın Yusufoğlu
(24.10.2011)