KUZEYÝN ÇAÐRISI

18 Haziran 2017 01:03 / 1921 kez okundu!

 

 

Denizde, dalgalarýn arasýnda, balýklarýn dünyasýnda, ýþýðýn büyüsünde, þiirin gizeminde, geçmiþin hüznünde, geleceðin korkusunda, yaþanan anýn kaosunda çýrpýnan bir beni ademe dokunmak isteyenler için... 

*****

 

KUZEYÝN ÇAÐRISI

 

Ýniyordu, ezberindeki titrek, aðlak güneþ, Dünyanýn.
Uzay zaman mekânýný aþarak.


Uzak kuzey ay düðümüne henüz varmadan huzmeler,
Gecenin bir türlü kararmadýðý, okyanus kýyýsý o ülkede ve çok yukarlarda, yerin altýndan vurduðunda sýcaklýðý, kýyýsýndaki çýrpýntýlara, alýþamadýðým uykusuzluðuna, soluk ýþýða ve oynaþmalarýna bakýyordum dalgalarýn...


Uyku gözümden akýyordu… Saat gecenin on biri ve kararmaya karar verememiþ geçirgenliði artmýþ hava beni denize itiyordu...

Üzerime baktým…


Bir an tanýyamadým giysilerimi, benim miydiler? Ellerim üþüyordu,
Ceplerim yoktu… Çok ilerde koþan bir çocuk vardý sarý saçlarý uçuþuyordu… Koþuyordu… Gündüz mü uyumak gerekiyor bu ülkede?
Þimdi mi yürüsem denize? Biraz daha oyalansam mý?


Neden kuzeyde olsun istiyorum ki? Iþýðým bitmesin diye mi?
Geciken huzmelere zaman tanýmak mý istediðim…

Çözemediðim ve giderek çözeceðime olan umudumun azaldýðý tüm düðümlerden de vazgeçip ýslaklýða ve soðuða yürümek isteyiþim bundan mý? Havaya baktým…   

                                           

Kuzey ülkesinde gökyüzünde en çok bulunan þey bulutlar… Gri gri ve karaya yakýn gri… Aklýna esip de bir anda içinde bulunan suyu yere göndermeye çok hevesli bulutlar...


Denizden mi yoksa yukardan mý geldiðini anlayamadýðým bir iki damla yüzümde soðuk bir iz býraktý o an… Yine gözlerimi kumlara
döndürdüm… Ýzlerimi kumda býraka býraka yürüdüm… Döndüm kendi izlerime baktým… Silsem mi kaybolmak için…

Ýlerde koþarak oynayan sarý saçlý çocuða yine baktým… Ona neden yaklaþamýyordum ki? Konuþabilsem onunla… Dilimden anlar mý? Ya da hiç konuþmadan sadece izlesem ben onu anlarým belki duygularýný…

Çocuklarýn duygularý ve davranýþlarý deðiþtirilmiþ duygu ve davranýþlar deðildir.

Ýçten saf ve katýksýzdýr… Neden büyüdüm ki? Yýllar önce annemin çektiði o siyah beyaz resme bakmayý çok severim. Olsa olsa on yaþýndayým on bir de olabilir.

Arkamda çalýlýklar var… Gülümse! demiþ de olabilir annem o an bana… Gülümsemiþim çünkü…

Sorumsuzca…

Ýçimde henüz hazýr olmadýðým, yaþadýkça baþýma geleceklerin bir çekirdek içindeki yeþermemiþ hali… Henüz, þimdilerde okuduðum o kitapta sözü geçen;
Affetmeden mutlu olamayacaðýmýz ile ilgili altýn kuralý bilmiyorum…

Hatta kimi affetmem gerektiðini de… Gülümsemiþim sadece...

Son kez, denize baktým…

                   

Ýçine doðru yürümeden önce, dibini düþündüm, derinliðini bir de.


Denizin altýndaki dünyayý yaþayamaz, sadece görebilirdim… O da bir süreliðine…

Sonra içime su dolar, burun deliklerimden, gözlerimden, kulaklarýmdan sular denize yine geriye dönerdi…

Mutlaka gözlerim görme kabiliyetini kaybetmeden, görebildiðimce çok þey görmeliyim, belki bir denizatý görebilirdim, Mavi büyükçe bir balýk, belki yunus veya bir balina…


Yavaþça ilerledim. Deniz dizlerimi geçtiðinde, daha bir sevdim denizi…


Deniz göðsüme geldiðinde, denizin nefesi benimkini yendi.

Boðazýmdayken deniz, ben de denizdim...

Baþýmýn üzerinde yerin var deniz.

Gülümsemiyorum þimdi... Deniz ve sonsuzluk gülümsüyor.

Mavi büyükçe bir balýk mý demiþtim? Gecikmedi kendini bana göstermekte.

Mavi de bildiðim mavi deðil gibi. Sudaki Mavi gibi.

Mavi sular geriye dönüyor, demek içim su doldu. Bu dilimde hissettiðim de tuz olmalý. Yakýyor mu? Acýtýyor mu?

Baþýmýn üzerine çýktýðýnda deniz gözlerim de kapandý. Aðzýmý açmalýyým deðil mi?

Ýçime o mavi balýk girer mi? Girmesin.

Güzel aðýr tuzlu soðuk ve dipten ayaklarýmý yönünü anlayamadýðým

                          

Yöne çeviren gövdemi dibe çeken dalgaya sonsuz selam olsun.

Þimdi aðlamam gerek ama faydasýz.

Uçarken yutmak denizi, baþýmýn üzerindeyken tutmak nefesimi...

Ve dýþýnda herkese yeteceði söylenen hava burada su mu?

Sardalya sürüsüne hýzla dalýyorum, toplu dönüþ yapýyorlar beni balina mý sandýlar?

Kýsa saçlý elmacýk kemikleri çýkmýþ bir kýz var yakýnda duruyor. Birden yanaklarýma iki öpücük konduruyor.

Ýri gözlü bir kýz daha var iri iri bakýyor. Saçlarý dalgalý...

Çýkýp gidiyorum ikisinde de küsmüþüm. Ýkisinin de umurunda deðilim.

Kucaðýmda bir kýz bebek var, gülümsüyor. Beni çok seviyor sanýrým.

Saçsýz baþýma vurmak istiyor. Aðlar gibi yapýyorum. Þaka yapýp yapmadýðýmý anlamaya çalýþýyor.

Görme kabiliyetim bunlara izin veriyor en son sardalya parlaklýðýnda ters dönüyorum.

Dip dalgasý beni tekrar çevirip daha derine alýyor.

Birden üzerinde gelincikler papatyalar açmýþ bir düz bir yeri görüyorum.

Kenardayýz. Gülümsüyoruz. Yanýmdakileri hatýrlýyorum... Yüzleri yabancý deðil. Biri tuðamiral emeklisi, diðeri Türkçeci ve gizli psikolog.

Bir de Bournemoth da Mobbinglerin efendisi.

Kayboluyor gelincikler ve papatyalar inþaat iþçileri geliyor.

Makinalar da.

Kazýyorlar hýzla oraya fabrika yapýyorlar. Sýra ile Tuðamirale selam

                            

verip içeri giriyoruz.

                        

Sardalya Parlaklýðý gözümü alýyor. Sardalyalara yunuslar dalýyor...

Yaðmur yaðacak sanýrým. Ben anlayamam yaðdýðýný, yaðsa da.

Ýçimde deniz tadý, suyu kussam yine su, kussam su.

Mideme sardalya gider mi? Niye kaçýþýyorlar ki?

Ýki at var. Ters yöne gitmeye çalýþýyorlar. Gözlerimle gidemezsiniz iþareti yapýyorum ama onlar gitmek istiyorlar bir þeyi ispatlamaya çalýþýr gibiler. Dünyaca ünlü bir markanýn atlarýymýþlar.

Dönüyorum ve daha derine çaðrýlýyorum... Ama ben o atlarýn çalýþtýðý yere prodakþýn Menecýr olamadým ki daha.

Biraz ilerde ‘’hemen gelmen gerek cezan daha bitmedi neden kaçtýn bizden?’’  diyen bir sürü hiyerarþik sýra ile dizelenmiþ þef, müdür, idari ve teknik müdür ve Müdürler, Genel Müdürler bana bakýyor.

Adý neydi çok da yamandý oraya geldik sanýrým. Kaçmak istiyorum.

Harikalar diyarýnda Müdür mü olur diye soruyorum.

Cümlem aðzýma su ile geri dönüyor. Bir kez daha baþ üstü dönüp derine çekiliyorum...

Oradan atlayýp Ýzmir’e nasýl giderim? Bir tren görünüyor dumaný kara.

Beþ yaþýnda beni içinden atan tren bu mu?

Kadýnhaný savcýsý da orada annem sorguda kurtarmalýyým onu.

Birden bir Tren daha... Yolcu vagonu yok onun.

Ve Makinist Arap Osman  (Babam Olur Kendisi)  Beni almaya gelmiþ. Kadýnhaný istasyonunda annem ve

                            

Kýzkardeþlerim aðlaþýyorlarmýþ.

                            

Sepetli Motosikleti olan adam beni babama veriyor. Sanýrým kurtuldum.

 

Ýleride çok büyük balýklar var Yunuslar mý onlar?

Deniz Kaplumbaðasý, Müren, Yýlanbalýðý, Denizhýyarý, iki yana inatla gitmeye çalýþan denizatlarý ve diðerleri arzý endam edip sýra ile                         yanýmdan geçiyorlar.

Annemi savcýnýn elinden kahramanca aldým...

Harikalar diyarýnda, dýþarda herkese yeten hava burada yetmiyor mu yoksa?  Bir endiþe bende...

Bittiyse haber verin...

Son bir kez daha derine doðru dönerken baþýmýn üstüne,

Aklýma gördüðüm elini tuttuðum herkese selam vermek geldi.

Bittiyse haber verin.

Derine daha derine gidiyorum.

Göreceðim biri daha var ama o hala yok.

Meraklandým.

Önce veda edeyim de nefesime.

Ýçi nefes dolu bir kabarcýk yollayayým Yukarýlara...

 

Özdener GÜLERYÜZ

 

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.