Özetlersem - Roni Margulies
01 Mayıs 2013 12:10
Durup dururken niye “TC” ibaresini tartışmaya başladı memleket?
Niye Göztepe takımının taraftarları İzmir’de maça “TC” tişörtleriyle gidiyor?
Devlet kurumlarının adı “TC” ile başlasa ne olur, başlamasa ne olur? Devlet, Türkiye devleti olmaktan mı çıkar? Gücü mü azalır? Yabancıların eline mi düşer?
Zonguldak’ta Âkiller Heyeti’nin düzenlediği toplantıda niye birileri kalkıp duvarda Atatürk resmi olmadığı için maraza çıkarıyor?
Niye yine birileri Heyet toplantıdan çıkarken Türk bayrakları sallayıp “Öper misin? Ha? Ha? Öper misin?” diye efeleniyor? Ve niye Heyet üyelerinden biri gidip bayrağı öpmek ihtiyacı hissediyor?
Niye CHP milletvekili Aytun Çıray, “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmaktan utananlara sesleniyorum: Siz hangi ülkenin vatandaşısınız? Türk milleti adından, TC'den ve Türk bayrağından utananlar millî kâfirdir” diyor?
Mevcut düzeni koruma azmi
Neyin kavgası bu, neyin mücadelesi?
“TC” ibareleri, Atatürk portreleri ve Türk bayrakları neyi temsil ediyorsa, efelenen kesim belli ki onun kavgasını veriyor.
Neyi temsil eder peki bunlar?
Kemalist kadroların 1923’te kurduğu, kaskatı, Türk, Sünni Müslüman, baskıcı ve dışlayıcı devleti temsil eder.
Kürtleri, Alevileri, gayrımüslimleri, dindarları kabul etmeyen, ya değişmeye ya gitmeye zorlayan ya da öldüren devleti temsil eder.
Bugün Kürtlerin eşit vatandaş olarak kabul edilmesine karşı, dün dindar kesimleri temsil eden bir hükümetin iktidar olma hakkına karşı, evvelsi gün azınlıkların bu topraklarda rahatça yaşama hakkına karşı duran devleti temsil eder.
“TC”, Atatürk ve bayrak, bu düzeni mevcut hâliyle koruma azminin simgeleridir.
Mustafa Kemal gibi olanlar
İşin garip tarafı, nüfusun yüzde 60-70 kadarı bir değişim sürecinin heyecanına kapılmışken, barış ve kardeşlik ve eşitlik söylemi yaygınlaşırken, eski durumu savunanların pek çoğu, bunu “sol” adına yaptığını iddia ediyor!
Cumhuriyet’te Hikmet Çetinkaya’nın şu mizah denemesini sizinle paylaşmak isterim örneğin:
“Bizde ‘millîcilik’ ya da ‘ulusalcılık’ nedense ‘milliyetçilik’ olarak algılanıyor...
AKP’ye karşı muhalefet yapmak başka bir şey, ulusalcı olmak başka bir şey...
Ulusalcı-yurtsever olacaksınız!
Bunu ancak solcular, devrimciler yapar, eski faşolar ve onların yeniyetmeleri değil.
Siz bakmayın ‘ulusalcıyım’ diye ortalıklarda dolaşan derin milliyetçilere...
Gerçek ulusalcı, Mustafa Kemal gibi olanlardır...”
“Millîcilik” ya da “ulusalcılık” nedense “milliyetçilik” olarak algılanıyormuş! Allah Allah, ne garip değil mi?
“Türk milleti adından, TC’den ve Türk bayrağından utananlar millî kâfirdir” lafını nasıl algılayacaktık başka?
“Millî kâfir” ifadesini milliyetçi bir ifade olarak düşünmek çok mu büyük bir haksızlık olur acaba?
“Mustafa Kemal gibi olma” çağrısına ne demeli peki? Milliyetçilik olarak algılamamalıyız bunu, öyle mi?
Atatürk milliyetçiliği
Türkiye’de bugün “Mustafa Kemal gibi olmak” ne anlama gelir?
Kürtlerin eşit vatandaş olarak yaşamasına karşı çıkmak.
Herkese, Türk olsun olmasın, “Türk” demeye devam etmek.
Ama aslında Türk olmayanları “yabancı” olarak görmek.
Ve Türk’ün diğerlerinden üstün ve dolayısıyla daha mutlu olduğuna inanmak.
Türk’ün memleketin gerçek sahibi, diğerlerinin ise misafir ve sığıntı olduğuna, onların burada yaşamasına izin vererek Türk’ün büyüklük gösterdiğine inanmak.
Dindar insanların (ama Amerikalı dindarların değil, Türkiyeli dindarların) aydınlanmamış, geri ve gerici bir sürü olduğunu düşünmek ve bunların devlet zoruyla terbiye edilmesi gerektiğine kani olmak.
“Mustafa Kemal gibi” olmayanların seçtiği ve kendisi de “Mustafa Kemal gibi” olmayan bir hükümetin devlet eliyle devrilmesinin meşru olduğuna inanmak.
Bu dünya görüşüne kısaca “Atatürk milliyetçiliği” diyebiliriz.
Türkiye’de sosyalist olmak her şeyden önce bu dünya görüşüyle mücadele etmekten geçer.
Barıştan ve eşitlikten yana, devlete ve milliyetçiliğe karşı olmaktan geçer.
Dört yıldır bu köşede yazdığım her şeyin özeti bundan ibarettir.
Haydi şimdi bana eyvallah.
ronmargulies@btinternet.com
Taraf