PERVANE – TEMMUZ 2004-07-08 / ÞÝÞMAN SÝNDÝRELLALAR
01 Aralýk 2006 06:02 / 6417 kez okundu!
Bu kýsacýk hayatýmýzda en çok dýþ görüntümüzle hýrpalanýrýz. Tadý çýkarýlacak hayatýn caný çýkarýlýr. Kýsaltýlan ömrümüzü, süsümüzü püsümüzü, neþemizi, acýmýzý görmez gözümüz ve dýþ görünümümüze odaklanýp, kendimizi ve karþýmýzdakini hýrpalayýp dururuz.
***
ÞÝÞMAN SÝNDÝRELLALAR
Bu kýsacýk hayatýmýzda en çok dýþ görüntümüzle hýrpalanýrýz. Tadý çýkarýlacak hayatýn caný çýkarýlýr. Kýsaltýlan ömrümüzü, süsümüzü püsümüzü, neþemizi, acýmýzý görmez gözümüz ve dýþ görünümümüze odaklanýp, kendimizi ve karþýmýzdakini hýrpalayýp dururuz.
Yeðenim Barýþ’la benim dükkan (PM Club) hikayelerim anlat anlat bitmez. Bu hikayelerin tamamý evrensel ve modasý hiç geçmez. Alýþveriþ para ile yapýldýðý sürece de deðerinden hiçbir þey kaybetmez. Para kimisine hilekarlýk kimisine kültürel zenginlik kazandýrýr. Bizim tükkanda yok yoktu. Alternatif olan her þeyi satardýk. Ýçeri giren herkese “hoþgeldiniz” dedikten sonra sessiz bir nezaketle istenmedikçe kimseye “yardýmcý olalým “ terörü estirmezdik. Nasýl bir duygudur bilirsiniz? Göz gezdirmenin yardýmcýya ihtiyacý mý olur ki? Göz atmak bedava olmalýdýr.
Evet, kesinlikle “alýþveriþciye özgürlük” “gölge satýcýlara hayýr” mitingleri yapýlsa yeridir. Biz o açýlardan rahat ettirirdik insanlarý. Ama yalnýzca ne aradýðýný ve ne istediðini bilen müþterileri. Bir de çünkü yalnýzca ne istediðini deðil, ne istemediðini de bilmeyen müþteri tipleri vardýr. Ýþte o zaman durum çok vahimdir. Onun kiþilik ve kültürel yapýsýný, yaþýný, baþýný, tezgaha yatýracaksýn, oradan çýkan sonuca göre serseri mayýn tarlasýndan bir kýyafet ya da tencere pazarlayacaksýn zat-ý muhtereme.
Biz öyle kolay kolay malý satamazdýk. Kimi mallarla aramýzda ruhsal baðlar oluþtuðundan, kimileri zevkimizi yansýtmadýðýndan, bazen müþteriyi bazen de kendimizi kazýklamaktan kaçýndýðýmýzdan. Bizde satýþýn finali hep çok komik olurdu. Bir de bir ticarethaneye çok lazýmmýþ gibi doðrucubaþýlarýn sýk sýk arz-ý endam ettiði dükkanýmýzda jüri kararýyla gerçekleþirdi bazý satýþlar. Üstüne üstlük bazen de biz müþteriyi ikna edeceðimize o bizi ikna ederek satýn alýrdý malý. Biz “dar geldi” desek o “seksi oldu” der, biz “bol” desek o “salaþ severim” der, bize de parayý almak kalýrdý. Hiç abartmýyorum, üzerimizdekileri alýrlardý, aynýsýndan rafta varken, tuttururlardý siz en güzelini seçmiþsiniz diye. Anlatamazdýk biz bu giysiye göre yaptýk planlarýmýzý, saçýmýzý, makyajýmýzý, takýmýzý ona göre ayarladýk filan nafile, müþteri ikinci el giysiye heves etmiþ bir kere. Eh... bize parayý almak kalýrdý.
En kapsamlý ve canhýraþ alýþ ve satýþlarýmýzý kilolu müþterilerimizle yaþardýk.
Bazý müþterileri yurt dýþýndaki fason atölye ve üreticileri bile tanýrdý. Hindistan’daki Sih Bob ya da Ýngiltere’deki Dada hayretle dinlerdi bizim müþterilerin istek ve arzularýný çünkü kiþiye özel alýþveriþler de yapardýk velinimetlerimiz için. Ayþe haným yüzelli kilo, Nimet haným doksan kilo ama onlar da alternatif giysi arayýþýndalar ve dünya sanatlarýndan, etnik tarzlardan hoþlanýyorlar dediðimizde çok þaþýrýrlardý. Oysa þiþmanlýk çok yaþamsal ve ciddi bir zorluktur. Yalnýzca ucube diyetler önererek geçiþtirilemeyecek bir durumdur. Yeme içmenin direk olarak giyinme ile ilgisi vardýr. Bakmayýn siz bizim maðazacýlarýn yalnýzca tiritler için alýþveriþ ettiðine. Farkýnda deðiller toplumun giderek þiþmanladýðýnýn. Zayýflar ve zayýflýk modaya dahil þiþmanlýk out anladýk ama yok sayamazsýnýz ki tümden de.
Bir müþterimiz vardý Gül diye. O da çok üzülürdü þiþmanlarýn yaþlý ya da genç hazýr giyimden yeterince faydalanamamasýna. Açardýk dükkanda kolileri en ekstrem ölçülerdeki (xxx-Large) giysilerin Sindirella’larýný arardýk hep birlikte. Çýðlýk çýðlýða bulurduk en büyük bedenlerin sahiplerini. Ýçimiz huzurla dolardý, sevinirdik çocuklar gibi. Hemen telefon ederdik potansiyel Sindirellalara. Gelin size ne ciciler bulduk diye.
Bir defasýnda Gül çok ama çok özel birisinden söz etmiþti bana. Hayatta bir ikincisini zor görürüsün diye de eklemiþti. Bir kadýn ama beli ince kendisi kocaman. (90-60-250 gibi) Her neyse ben bunu duyduktan altý ay sonra bir kýþ zamaný Gül ve söz ettiði arkadaþý içeriye girdiklerinde ben “hoþgeldiniz” dedim. Gül “sana söz ettiðim arkadaþým” dedi. Ben hala uyanamadým. Bilmiþ satýcý rollerime devam. Kadýncaðýz ellerine aldýðý standart bir elbiseyi göstererek “bu bana olur mu? Dedi. “Tabii ki” dedim. Barýþ gözünü, kaþýný oynatýyor. Anlamýyorum. Seðirttim yanýna hanýmefendinin, pardüsüsünün önünü araladým, açtým açtým, kollarým bitti hatun bitmedi yemin ederim. Dehþete kapýlmýþtým. “Hahýý hýmm” son laflarýmdý.
Yer kalmadý kalsa....Daha ne salak satýcý hallerimi anlatacaktým...
Pervin Mýsýrlýoðlu E.
Diðer Pervin MISIRLIOÐLU E. Yazýlarý