'SANA NE' VE 'BANA NE'
12 Aralýk 2006 10:02 / 2531 kez okundu!
Sana ne, bana ne derken sonunda ne doðru dürüst bireyci ne sorumluluk taþýyan toplumcu olabildik...Bize ne, Size necilerin çuvaldýzlarý ellerinde batýrýp duruyorlar. Kendileri hastalandýklarýnda kimler bekleyecek kapýlarýnda bilinmez
EDÝTÖR-ARALIK 2003 –“SANA NE” VE “BANA NE”
Aralýk kapýlarýnýzý açýn hem de sonuna kadar. Çünkü 2004 yýlý ha geldi ha gelecek.
Ama dikkat! Her ne yaþýyorsak yarýnlarýmýza o gözlüklerden bakýlacak. Gerçekçi, hayalperest,vesveseli, etkin yada kaderine razý olmuþ markalardan renk renk beðen al. Bu gözlükler pazarda satýlmýyor ama ipliði pazara çýkýyor, sanal gözlükler kullanýrsan. Bir de günlük mü, aylýk mý yoksa bin yýllýk mý bakýþlarýn hayata? Temel farklar da bu noktalarda ortaya çýkýyor. Bazen dergicilikle günlük yayýncýlýk arasýnda kalýyorum.
Sonra çok seviniyorum bir kent dergisinde çalýþýyor oluþuma. Otuz gün elimizin altýnda duran, masalarýn kültürel süsü Ýzmir Life ayda bir çýkýyor çünkü. Sonra ise turþusu kuruluyor malumunuz üzere. Gerçi günlük bir yayýnda nesiller boyu örnek olacak görüþler dile getirmek her zaman mümkün. Ama bunun tersi de tabii. Yýlda ayda bir þey yumurtlarsýn cýlk çýkar. Günlük yaþadýklarýmýzýn üzerinden gün hatta günler ve hatta yýllar geçmeli. Geçmeli ki bazý yuvarlanan taþlar yerine otursun.
Nasýl gündemi sollayýp bu iþten sýyýrýyorum ama... ama...ama.. Aralýk kapý ve ben dýþarý çýkmak ya da içeri girmek istiyorum.
Sana ne ve bana ne kardeþim! Ya içindesindir ya da tamamen dýþýnda.
Aralýk ayýndayýz diye cehennemdeki üþüyen adam gibi kapý kapý kapýyý kapatýn diyemem ki. Açacaðýz mecburen Aralýk kapýlarýný. Ki yeni yýl girsin içeri. Buyursun.
Otursun baþ köþeye. Geçmiþe ýþýk tutarak ama!
Geçenlerde yeni tanýyýp çok sevdiðim Ayþe Koznal eski bir olayý anlattý bize. Gülsem mi, aðlasam mý? Yok yok en iyisi anlatsam sevgili okuyucularýmýza daha iyi olur dedim.
Sene 1967-68 Gölcük. Kollarýný denize uzatan kiraz aðaçlarý ve fýndýk bahçelerinin
gözü görmez ettiði zamanlar yani. Yüzbaþýlar mahallesi denizin kýyýsýnda, Ayþe hanýmýn sözleriyle o yýllarýn Cotdazur’u. Bikinili hatunlar, tekneler, tek katlý evler..
Hayal gibi ama öyleymiþ o yýllar. Fakat bir gün bir müteahhit gelmiþ mahalleye, denizin kenarýna beþ katlý apartman yapmaya baþlamýþ. Kýyýnýn ilk apartmaný. Mahalleli uzak görüþlü, medeni. Karþý çýkmýþlar, toplanýp protesto etmiþler adamý.
Adam Nuh da peygamber de dememiþ. Yapmýþ kýyýnýn ilk çirkin apartmanýný.
Adýný ne koymuþ biliyor musunuz? “Sana Ne”
Ýnanamayacaksýnýz ama ikinci kýyý apartmaný da yapýlmýþ çok geçmeden. Adý tahmin edeceðiniz gibi “Bana Ne”
Sonra ona ne, buna ne, kime ne ile günümüz Gölcük görüntüleri...
Ayþe hanýmýn anlattýðý traji komik bu hikayenin aslýnda pek çok konuda yapýlan umarsýzlýklarý ve sorumsuzluklarý tariflediðini düþündüm.
Sana ne diyemiyorum bana ne hiç!
Mesela Tekel binalarý özelleþtirmeden dolayý 150 yýllýk geçmiþleri ile birlikte
satýlýk artýk. Þehrin göbeðinde yeni inþaatlar yapmak yerine tütün,alkol ve sigara kokan gustosu saðlam olan bu binalar hepimizin isteði ile sergi, konser,
tiyatro ve dans salonlarý, müzeler, galeriler hatta Güzel Sanatlar Akademisi gibi kültür ve sanat merkezi haline getirilebilirler. Dumansýz, tamamen zararsýz torundan toruna kalacak kültürel bir sýðýnak. Ama bütün kent yöneticileri, üniversite ve sanat kurumlarý hatta özel þirket ve kuruluþlarýn gerçekçi giriþimleri ile. Kapak konumuz buyrun açtýk!
Pervin Mýsýrlýoðlu/Ýzmir
Diðer Pervin MISIRLIOÐLU E. Yazýlarý