İzmir nasıl faşist oldu

05 Aralık 2009 00:49 / 3846 kez okundu!

 


Son yazım üzerine İzmirli hemşehrilerimden aldığım tepkinin haddi hesabı yok... “Medeni” İzmir’imizin yerel medyasında bana hitaben doğrudan “S... git” diye yazan, “Buraya gelme seni fena benzetiriz” diyen yazılar çıktı...

İşin ilginci, bu tür yazıları yazanlar da kadın yazarlar... Hani şu sadece mini etek giymekle “uygar ve çağdaş” olduğunu sanan İzmir’imizin tipik kadınlarından... Bana küfretseler de olsun, ben İzmir kadınının çaçaronluğunu severim... Hele İzmir’in kısıtlı, kıt sosyal ve kültürel hayatına mahkûm kalmış kadınların öfkesini daha da anlıyorum...

İzmirli kadının ruhu özgürdür, kural tanımaz, doğru... Ama o özgürlüğü tam olarak İzmir’de değil İstanbul’da yaşayabilir. İstanbul’da kendini tam olarak ifade edebilir... İzmir görüntüde açık ama özde kapalı ve kısıtlayıcı bir şehirdir. O görüntü illüzyondur... İzmir’imizin gururu, İzmirli kadın modelinin en güzel örneği Sezen Aksu İzmir’de kalmak zorunda olsaydı ne olurdu?.. Zaten hiç bir kalifiye İzmirli kendi şehrinde kalamıyor...

Ey İzmirli hemşehrilerim... Artık lütfen kendimizi kandırmayalım, dürüst olalım... İktisadi ve kültürel olarak sürekli gerilemekte olan bir şehir İzmir’imiz... Çağı ıskalayan, çağdışı kalmakta olan bir şehir İzmir’imiz... İhracat limanı sahibi şehrimizin Türkiye ihracatındaki payı sürekli düşüyor. 1926’da yüzde 43 iken 1981’de yüzde 22, şimdi ise yüzde 10’lara kadar düşmüş durumda... Aylık 1500 lira alabilen bir makine mühendisi “Maaşım çok iyi” diyor şehrimizde... Tam bir taşra şehri haline geldi İzmir... Kültürel açıdansa sübvanse edilerek yaşayan devlet girişimleri olmasa sıfır bir haldeyiz. Entelektüel önemi olan hiç bir yayınevi yok İzmir’in, ciddi hiçbir sanat topluluğu yok... Ortaöğrenimde çok başarılı okulları var İzmir’imizin ama İstanbul ve Ankara’dakilerle kıyaslanabilecek nitelikte bir üniversitesi yok, düzgün bir bilim hayatı yok... Rekabet gücü yüksek, küresel vizyonu olan firmaları yok, varolan da kaçmak istiyor... Görüntüde olup esasen içi boş olan çakma bir burjuvazimiz var... Aynı şekilde büyük markaların çakmalarından giyinilen, İstanbul’da olanın kötü bir taklidi olan herkesin birbirini tanıdığı ve denetlediği sıkıcı bir eğlence hayatı var İzmir’imizin... İşin eğlence ve çılgınlık kısmının da içi boş yani... Özellikle İzmir’in genç kızları birçok şeyi gizleyerek, saklayarak yaşamak zorunda kalıyor şehrimizde. İstanbul’da olduğu gibi açık ve özgürce yaşanamıyor... İzmir’in “Batılı hayat tarzı” da çakma maalesef... İzmir’in en kalburüstü semtlerinde bile “Laf olur, söz olur, el ne der” ideolojisi hâlâ hâkim. O sebeple İzmir’imizin özgür ruhlu kızları bu “mahalle baskısı”ndan kaçmak için İstanbul’a akın ediyor... Zaten “İzmir efsanesi”ni yaratanlar da İstanbul’a kaçmış İzmirlilerdir... Fakat bu lafların şehir olarak İzmir’imize hiçbir yararı yok!! Ancak burada yaşayan biz İzmirlilerin kendini tatmin etmesine yarıyor... İzmir’e yararlı olmak için bu içi boş “İzmir Efsanesi”ni yıkmak şarttır... İstanbul’daki İzmirlilerin bu palavraları İzmir’in daha da gerilemesine yol açmaktadır... Ben İzmir’i çok sevdiğim ve hâlâ tutkuyla bağlı olduğum için bu kadar net ve sert yazıyorum... Eşine az rastlanır bir liman topografyasına sahip olan, tüm çocukluğumun geçtiği Güzelyalı’sı ve Kordonboyu ömre bedel olan İzmir’imiz İstanbul medyasına hâkim “İzmirlilik” geyiklerinden çok daha önemlidir... Ve şehrimiz sürekli bir çöküş halindedir...

Bu arada, Başkan Aziz Kocaoğlu da “Faşizmin başkenti: İzmir” yazımdan dolayı bana etmediği lafı bırakmamış. Geçen sene karşı karşıya geldiğimiz TV programından bahsetmiş. Beni ağır bir dille kınamış... Dün İzmir’den bir sürü yayın organından beni aradılar, cevabımı sordular...

Bak Aziz Başkan... Sen beni kınayacağına kendi partinden olan, bu ülkenin cumhurbaşkanına “Ermeni tohumu” diyerek hakaret ettiğini sanan arkadaşını kına. Gerçekten demokrat bir başkansan, yiğit bir adamsan İzmir’i rezil eden bu faşistin İzmir’e yakışmadığını ifade edersin... İzmir’deki faşizm atmosferini yaratan zihniyet senin partinin içinde... Bu kadın işlediği suçtan dolayı özür de dilemedi. Yine İzmir’den yayın yapan “Kürtler kardeşimiz değil, düşmanımızdır” diyen faşist bir dergiye röportaj verdi. Irkçı sözlerinin arkasında durdu... Bu kadın bir meczup olarak görülse sorun yok. Tam aksine şu an İzmir’in en popüler milletvekili bu kişi. Yanlış mı?.. Sen bir Alevisin Aziz Başkan... Katliamlar görmüş, bu devletin zulmünü çekmiş bir halkın evladısın. Bunları tasvip etmediğini biliyorum. Kürtlerle de empati kuracağını sanıyorum... Söylediklerimin ciddi olduğunu sen de biliyorsun... İzmir’in ruh hali yukarıda saydığım “gerileme ve çöküş” psikolojisi sebebiyle iyi durumda değil... Suçlayacak kurban arıyor standart İzmirli Türk... İzmir’in Kürt sakinlerinden o kadar çok teşekkür mektubu ve telefonu aldım ki inanamazsın...

İzmir’imizin gururu Sezen Aksu bile barışı desteklediği için ne tepkiler aldı şehrimizden... Yılmaz Özdiller değil, Sezen Aksular bizim gururumuzdur... İkisi birden olamaz... Bu Hitler de, Mozart da Almanların gururudur demekle eştir...

Özetle, İzmirli kendini sorgulamak ve kendine gelmek zorunda...


Rasim Ozan Kütahyalı
Taraf
28.11.2009


NOT: İlgili tüm yazılar için "DEMOKRATİK İZMİR DOSYASI"nı tıklayınız:

http://www.izmirizmir.net/bilesenler/forum/forum.php?forum_no=79


 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
03 Aralık 2009 10:44

Attila Bozoğlu

FAŞİST İZMİR VE FAŞİST İZMİRLİLER
KÜLTÜRSÜZ , ÇAĞDAŞLIKTAN VE UYGARLIKTAN NASİBİNİ ALMAMIŞ İZMİR KADINLARI

Sayın Kütahyalı Rasim Bey,
Yazılarınızı büyük bir ibret ve zevkle okuyorum.

PEKE bayrakları , Şerefsiz APO posterleri , Gerilla üniformaları ,Araba penceresinden ellerin dışarı uzatılarak yapılan V “VİCTORY-ZAFER” işaretleri.
Ne yapacaktı İzmirli yani.
Konvoyu alkışlasa mıydı.?
DTP'liler normal bir Türkiye partisi gibi kendi parti bayrakları ile gelselerdi, PEKE sloganları atmasaydı İzmirli böyle mi davranırdı?
Ortada bilinçli olarak DTP’nin yaptığı bir provakason olduğunu göremiyor musunuz?
Geçen gün Ahmet Altan bir TV kanalına konuşmuştu.
Taraf Gazetesi mali kriz içindeymiş ?????
Para yardımı nereden gelirse gelsin kaynağına bakmam alırım demişti.
Rasim’in bu yazısından sonra belki DTP de para yardımı yapar artık.
Bunun adı da herhalde Demokratik yardım olur.
Gelelim soyadı Kütahyalı (yazık Kütahya’ya) fakat kendisinin İzmirli olduğunu iddia eden bu adama:
İzmirli olmak Demokrat olmaktır.
İzmirli olmak Atatürkçü olmaktır.
İzmirli olmak Yurtsever olmaktır (Milliyetçi demiyorum çünkü bu kelime oldukça kirletildi)
İzmirli olmak Modern olmaktır.
İzmirli olmak Arap yaşam biçimi zorlamasına karşı çıkmaktır.
İzmirli olmak Bayrağına , Şehidine sahip çıkmaktır.
İzmirli olmak gerçek Müslüman olmaktır.
Acaba bu adamda yukarıdaki özelliklerden hangisi var ki İzmirli olsun?
İyi ki bu adam Cihan harbinde yaşamamış. Yoksa düşmana karşı koyan İzmirlilere; aman bu yaptığınız faşistliktir onlar demokratik işgal haklarını kullanıyorlar mı derdi acaba?
Sayın Kütahyalı,
İzmir ve İzmirliler hakkında bu kadar ahkam kesebilmek için , herhalde İzmir ve İzmir halkı, üzerine doktora yaptınız.
Gerek kültür , ve gerekse sosyal hayat hakkında ‘da böyle büyük büyük laflar edebilmek içinde Sosyoloji ve Antropoloji gibi dallarda da çeşitli Üniversitelerden mezun oldunuz
İzmirli olduğunuzu çeşitli vesilelerle beyan ediyorsunuz.
Her halde İzmir’de kısıtlı ,kıt sosyal ve kültürel bir çevrede yetiştiniz.
Ne kadar çırpındıysanız da İzmir deki uygar , yüksek kültürlü , Atatürkçü , modern . Cumhuriyet’çi çevre, sizi içine kabul etmedi ve bundan dolayı kuyruk acınız var.

Herhalde hiçbir İzmirli kız seni kendine uygun bulmadı.
Ne kadar çabaladıysan hiçbir İzmirli kız sana yüz vermedi.
Herhalde hiç İzmirli sevgilin olmadı.
O yüzdende, kedinin erişemediğe ciğer gibi Türkiye’nin en güzel , en kültürlü , en modern kızlarına , kuyruk acından dolayı pislik atıyorsun.
Eeee, Rasim Beyefendi.
Sende; efendi, kültürlü , Atatürkçü bir genç olaydın da kendini beğendireydin kızlarımıza.
Zorla güzellik olmaz.
Bu gün İstanbul’da TV kanallarında , gazetelerde , Tiyatrolarda , film setlerinde ,bir çok özel sektör kuruluşunda bir çok kızımız çalışmaktadır.
Hiç biride mahalle baskısından değil , sizinde yaltaklandığınız iktidarın İzmir’de iş imkanlarını daralttığından İstanbul’a gitmek zorunda kalmıştır.
Devran dönüp , imkan olduğunda hepsi Güzel İzmir’e koşarak dönecektir.
Hiç merak etmeyin.
Bu kızlarımızın büyük bir çoğunluğu sizce var olmayan İzmir Üniversitelerinden mezundur.
Masanızdan bir kalkıp da etrafınıza bakın?
Kuyruk acınızı da bir tarafa koyarak bir daha bakın.
Belki görürsünüz.
İstanbul , sırf Etiler , Levent , Nişantaşı , Ulus , Bebek , Reyna ve benzeri yerler değildir.
Şöyle bir dolaşın canım.
Tarabya , İstinye sahillerinde cebren içkinin yasaklandığı gazinolar , kebapçıya dönüşen Ortaköydeki Balık Lokantalarına bakın.
Pendik , Kartal, Sarıgazi , Gaziosmanpaşa , Ümraniye , Üsküdar’a bakın.
İstanbul’da yaşayan iki ucu nasıl denk getireceğim diye çırpınan diğer kadınlarımıza bakın.
Pek çoğunun , sizin gazeteciliğinizi de borçlu olduğunuz Helin Avşar’ın statüsünde olmadığını görün.
Mahalle baskısından, bu canım İstanbullu kızlarımızın, analarımız , bacılarımız , eşlerimizin nasıl çevrelerde yaşadığını görün.
İyi ki de İzmirli kızlarımız İstanbul da.
İstanbul’a modernlik , kültür ve güzellik getirdiler.
Dayatılan Arap yaşam biçiminin birazda olsa kırılmasını , aralanmasını , Türk kadınının nefes almasını sağladılar.
İstanbul’a güzellik kattılar.
Ama hiç ümitlenme.
Hiç biri size yüz vermez.
İzmirli, kız sözünün eri , mert , uygar , yurtsever erkek ister.
Çek o pis ellerini ve bakışlarını İzmirli Kızlarımızdan.

Doğrudur.
Global ekonomik kriz İzmir hariç her şehrimizden teğet geçmiştir.
İzmir hariç bütün şehirlerimizde ekonomik patlama yaşanmış , ihracat artmış , mevcut işlerde çalışacak eleman sıkıntısı çekilmektedir.
İzmir hariç başka hiçbir şehrimizde iflaslar olmamış , fabrikalar kapanmamıştır.
Doğrudur.
Yedi senelik mevcut iktidarın her türlü maddi manevi baskısından dolayı İzmir’in ekonomik ortamı geriye gitmiştir.
İzmir’de , fabrika ve gerçek üreticilerin % 70 ine varan bir kısmına kepenk kapattırılmıştır. İflas ettirilmiştir.
Sizin tabirinizle vizyonu ve rekabet gücü yüksek firmalarımız ekonomik baskı ile küçülmeye ve yok edilmeye çalışılmıştır.
Bir tek sebep’te İzmir in Cumhuriyetin kalesi olmasıdır.


Evet İzmir’de her yerde Kürt kökenliler vardır. Olması da gayet normaldir. Bu durum hiçbir şekilde İzmirliyi rahatsız etmez. Çünkü onlarda senin benim gibi Türk vatandaşıdır. Yani bütün Kürt kökenliler PKK'lı değildir. Bütün Kürt kökenlileri PKK'lı diye damgalamak faşistliktir. Kürt kökenli vatandaşlara haksızlıktır , ayırımcılıktır.
Çekin O pis ellerinizi benim İzmirli Kürt kökenli hemşerilerimden.

Sürekli, ona buna pislik atacağınıza, iktidara yalakalık edeceğinize , yürek var ise;
- %70’i iflas eden, batan; kalanı da can çekişen yerli sanayiden?
-Milyonlarca İşsizden.
-Yabancıya satılan en karlı kamu iktisadi teşekkül ve kurumları , rafineriler , çimento fabrikaları , limanlar , bankalardan .
-Yabancıların eline geçen Borsamızdan , Bankacılık sistemimizden.
-Yüzde 300 katlayan dış borcumuzdan,
-Ortalama 600 lira maaşla sürünen emeklilerden (Bu paraya Huzur Evi bile kabul etmiyor?)
-En yüksek oyu aldığı halde seçilemeyip, ideolojisinden dolayı seçilen en düşük oylu Üniversite rektörlerinden,
- Memuriyetten gelen orta halli bir aile mensubu olan partililerin, birden bire 4-5 konak, dönümlerce arsa , fabrika ,gemicik , pırlanta mağazaları sahibi olmalarından?
-100 milyarlarca liraya mal olan,4000-5000 kişilik düğünlerden?
-Çok düşük KDV ile ithal edilen binlerce ton GDO’lu mısırlardan ,
-Herkesin dinlendiği telefon görüşmelerinden?
-Türküm ,milliyetçiyim , Atatürkçüyüm,yurtseverim diyenlerin sabaha karşı evlerinin basılıp Silivri kampusunu boylamasından,
-Gün geçtikçe fakirleşen , hayat standardı düşen Türk Halkından ,
-Bir türlü neticelenemeyen Deniz Feneri davasından
-Hala suçunu bilmediği halde hapis yatan gazeteci arkadaşlarınızdan , rektörlerden
-Gün geçtikçe dayatılan Arap yaşam tarzından bahsedin.
Daha da yazabilirim.
Yoksa da ,yeni barajlar , elektrik santralleri , hava alanları ,rafineriler , fabrikalar yapıldı da bizim mi haberimiz yok.?
Yabancı Memleketlerde Telecomlar , bankalar , fabrikalar satın alındı da bizim mi haberimiz yok.
Aman bana uymayın.
Sakın bunları sorgulamayın.
Hem bunları sorgulamaya yürek ister , hem de bunları sorgularsanız derhal gazeteden kapı dışarı edilirsiniz.
Hem bu gibi konuları sorgulamak faşistliktir değimli?

Netice olarak,
Sayın Kütahyalı;
İzmirliye hakaret etmeğe hakkınız yok.
İzmirli kimsenin kuklası, oyuncağı değildir.
Bütün bu yukarıda yazdıklarımı gördüğünden de çok büyük bir çoğunluk sizi ; gazetenizi ; ve partinizi sevmemektedir.
Size söyleyeceğim son sözüm şudur.
Eski bir Kızılderili Atasözü geliyor aklıma:
Atın nallandığını gören kurbağa’da (çok sevdiğim kurbağaları tenzih ederim) Nalbant’a ayağını uzatmış.
Nallansa da At, at dır , Kurbağada Kurbağa.

Saygılarımla,
Attila Bozoğlu-Eski Foça

PS:Herkese her şeye çamur atmak için gazetenizden faydalanıyorsunuz.
Gelen tepkileri , yorumları niye yayınlamıyorsunuz.?
Buda faşistlik değimli?

Not:Hiçbir partili değilim.Ülkücü değilim.Babası Macar asıllı , Anası Balkan asıllı , Karısı Çerkez sıradan bir Türk vatandaşıyım.
Her şeyi hayalinizde yaftaladığınız gibi beni de yaftalamaya kalkmayın.
İlk ve Orta Okulu ABD , Lise TED Ankara Koleji , Yüksek AİTİA Ankara da okudum.
Çok çok iyi İngilizce ve İtalyanca bilirim.
Allah’a ve Kutsal Kuranı Kerime sonsuz inanırım , aşırı dindar değilim.
Rasim Kütahyalı dostum senin anladığın manada cahil bir faşist de değilim.
03 Aralık 2009 01:43

hurkus

Rasim Ozan Kütahyalı 02.12.2009 tarihli Taraf gazetesindeki yazısını yine İzmir'e ayırmış.


Faşizmin başkenti: İzmir -2
30 Kasım 2009 23:17

birol

Yazının geneline katılmakla birlikte; İzmir için yaptığı faşist tanımına katılmıyorum.
İzmir'de bazı vatandaşlar (küçük bir gurup) PKK terör örgütünün siyasi kanadı partinin provokasyonuna alet oldular.
Biz hala birarada yaşıyoruz , komşumuzun, alışveriş ettiğimiz esnafın etnik kökenini hiç merak etmeden.
Yazıdaki İzmir'in iktisadi ve ticari gerilemesi; oy alamayan şark kurnazı iktidarların İzmirlinin hakkını memleketlerine taşımasından kaynaklanıyor.
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.