Olimpos'ta tanrýlar, Ankara'da politikacýlar oturur

22 Temmuz 2013 00:21 / 1704 kez okundu!

 


Olimpos tepelerinde tanrýlar otururmuþ. Zeus’un çocuklarý. Orada sadece otururlarmýþ. Pembe renkli þaraplar içerler, en lezzetli hayvanlarýn etleriyle beslenirlermiþ. Gençcecik kýzlarla seviþirler, yerler içerler ve çýlgýnca eðlenirlermiþ. Onlar savaþlara gitmezler ama savaþlardan getirilen ganimetlerden en büyük payý alýrlarmýþ. Halkýn itaatkâr ve uslu olanlarýný severler, asilerin, isyancýlarýn kafalarýný uçururlarmýþ. Baþkaldýranlarý bertaraf etmek için savaþlar uydurarak, azgýn dalgalý okyanuslarda dönüþü olamayan yolculuklara salarlarmýþ. Ölümüne savaþlara gönderirlermiþ.

Olimpos daðlarýnda tanrýlar oturur ve her bir tanrý evrenin bir yerinin sahibi ve tanrýsýymýþ. Denizler, yeryüzü, gök kubbe, güneþ, toprak, ay ve su, gökteki yýldýzlar ve bütün canlýlar Olimpos tanrýlarý arasýnda paylaþýlýrmýþ.

Olimpos daðlarýnda tanrýlar sadece otururmuþ. Eðer gök gürleyip yaðmur yaðarsa, ekinler yeþerir boy verirse, meyveler tatlanarak olgunlaþýrsa, o yýl av mevsimi bolluk ve bereketli geçerse Tanrýlarýn lütfu ve merhameti olarak bilinirmiþ. Eðer rüzgâr esip denizleri dalgalandýrýrsa, yýl kýtlýk kýran geçerse, savaþlar yenilgiyle sonuçlanýrsa, felaketler ve kötülükler yýlý olursa bütün kötülükler, tanrýlarýn gazabý olarak bilinirmiþ. Gerçi tanrýlar olsa da olmasa da olanlar olacak, gök gürleyecek, yaðmur yaðacak toprak yeþillenecekti. Tanrýlar olsa da olmasa da her sabah güneþ yeniden doðacak, gecelerde ay parýldayacak, denizler bazen durgun bazen dalgalý olacaktý. Olimpos’un avare tanrýlarý yine oturmaya devam edeceklerdi. Fakat zavallý halka böyle telkin edilmiþ, zavallý halk böyle inandýrýlmýþ. Ýyiliklerin tanrýnýn baðýþý, kötülüklerin tanrýnýn gazabý olduðuna inandýrýlmýþlar.

Ankara’da politikacýlar oturur. Týpký Olimpos'ta oturan tanrýlar gibi. Halkýn karþýsýna geçip ahkâm keserler. Kimleri demokrasi havarisi, kimileri analarýn namus bekçisi, kimleri put tapýcýsý, kimileri iman daðýtýcýsý kýlýðýna girer ve Ankara’da politika konuþurlar. Politikacýlar Olimpos tanrýlarý gibi avare deðiller. Ýþleri yoðun olur. Ýhaleler kovalanýr, yandaþlar kayýrýlýr, hýsým akrabalara devletin üst makamlarýnda koltuk verilir. Devletin malý deniz bilinir ve deniz parsel parsel bölüþülür.

Seçim zamaný yaklaþýyor. Her dönem olduðu gibi bu dönemde de görücü usulü halkýn koynuna kendi tercih ettikleri adaylarý sokacaklar. Halk sevse de sevmese de görücü usulü koynuna sokulan adaylarý seçmek zorunda kalacaktýr. Ankara’nýn kararlarýna karþý gelinmez. Çünkü kadere razý olmak selamettir. Aksi ise felakettir.

Parti baþkanlýðýna göz koyan olursa anýnda tasfiye edilir, baþkaldýran üyeler anýnda ihraç edilir, itaat edenler kentlerin belediye baþkanlarý ve halkýn vekilleri olarak aday gösterilir ve partilerin oylarýyla seçilirler. Görücü usulüyle halkýn koynuna soktuklarý adaylar iþ baþýna getirilir. Sevseniz de sevmezseniz de önünüze konulaný seçeceksiniz.

Kendimizi kandýrmayalým, bu ülkede seçim barajý devam ettikçe, seçim yasalarý deðiþmedikçe, adaylar halkýn tercihine býrakýlmadýkça demokrasiden söz etmek avuntu ve hayalden öteye gitmez. Ýster Gezi Parký'na gidip çadýr açýn, ister Cudi Daðý'na çýkýp zafer iþareti yapýn, hiçbir þey deðiþmez.


Þakir KADAN

22.07.2013

Son Güncelleme Tarihi: 23 Temmuz 2013 16:23

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.