Siyasetin soytarý þeytanlarý
04 Ekim 2013 01:38 / 1942 kez okundu!
Doðrularý gizlemeden halký yalanlara inandýramazsýnýz. Siyaset soytarýlarýnýn þeytani baþarýlarýndaki büyük sýr bu gerçeklikte gizlidir. Yüzyýllýk iki yalan söylemle iliklerimize dek iþlenen gerçeklik korkusu ayný zamanda onlarýn doðrularý söyleme korkusuydu. Birincisi ulusalcýlýk nevrozunun hastalýðý, ikincisi dindarlýk kâbusu… Uygarlýk yolunda bir adým atmak istediðimiz zaman bu iki hastalýklý korku duvarlarýna çarpýyoruz. Ulusalcýlýk ve din… Bu ideallerle tutsak edildik ve uygarlýk yolunda geliþimimizi tamamlayamadýðýmýz için dünyanýn ayaktakýmý ülkeleri konumundan kurtulamadýk. Çünkü ideallerinden aldýklarý gýdalarla yetinmeye telkin edilmiþ halklar uygarlýk hamlelerine ihtiyaç duymazlar. Dünya devletlerinin arasýnda düþkün duruma düþerler.
Ruhlarýnýn gýdasýyla yetinen milletler çaðýn ve bilimin yeniliklerine ufuk açamazlar. Yüzyýllýk ulusçuluk hastalýðý insani kültürümüzün dibe vurmasýna neden oldu. Sevgi, merhamet ve vicdani duygularýmýzdan koptuk. Saðduyudan yoksun býrakýldýk. Bilimsel düþünme gereði duymadan idealler etrafýnda dolanýp duruyoruz. Ýktidar olma arzularýný gerçekleþtirmek için halkýn ideallere sarýlmasýný salýk veren siyasetin soytarý þeytanlarý, kültürümüzü, bilimi ve hatta dinimizi öðütür duruma getirdiler.
Ulusalcýlýðýn parçalayýcý darbeleriyle halklarýn ayrýþmasý sonucu karþýtlar arasýnda kin ve nefret söylemleriyle kan dökmeye neden oldu. Sýra mezhepler arasý kýþkýrtmalarda. Ýktidar arzusunun baþ döndürücü hýrsý toplumsal organize aracý olarak dini, ideolojileri ve ýrkçýlýðý acýmasýzca kullandýlar. Bu bir ölümcül hastalýktýr, tedavi edilmezse bedeni eritip tüketmeye devam edecektir. Asil ve asalet gibi dibi görünmeyen söylemlerle üstün ýrk safsatasý ülkeye yarar saðlanmayacaðýný haykýrmak gerekir. Hangi soyluluk uygarlýklarýn iç içe geçmiþ pisliklerinden etkilenmeden temiz ve berrak kalmýþ olabilir? Ýnsanýn insandan üstünlüðünü savunan hangi düþünce ve din soyluluk ve asalet taþýyabilir. Hangi dindarlýk cehennemde yanmayacaðýmýzý garantileyebilir. Ya da cennettin vizesini Tanrý adýna imzalayabilir. Beynimizi kirleten, aklýmýzý çürüten, ruhumuza azap veren böylesi parazitleri boþalmak zorundayýz. Akýllýca bir ataklýkla bütün pislikleri boþaltmaktan baþka çare yoktur. Ýkincisi din uðruna yaþanan vahþetler insanýn mutluluðuna çöreklenmiþ kâbus gibi insani canýndan bezdirir hale getirmiþtir.
Ýnsan yaþamýnýn dindarlýk sýnýrlarý içinde hapsedilmesi ise insanlýða ve insana yapýlacak en büyük kötülüktür. Bütün dinler ancak hadleri içinde býrakýldýðý zaman insanlýðý mutlu edebilir. Üzerimize salýnan sanal korkularýn üstüne gidilmeli ve korkularla yüzleþmeli cesaretle yeni ufuklara açýlmayý hedeflemeli. Din savaþlarýnýn insanlara yaþattýðý acýlar insanlarýn dinden çýkarmaya neden olacaktýr. Dindarýn zikrinden çýkan Tanrý sesi nasýl oluyor da öldürme içgüdüsüyle kan dökücü hale gelebiliyor. Bu psikolojinin derinliklerinde dinin mi, yoksa vahþetin mi barýndýðýný sorgulamak gerekir. Bu derece sýkboðaz edilen bir din yok olmaya doðru gidiyor demektir. Hem de dinini yaymaya, diriltmeye çalýþan dindarlar tarafýndan yok edilmeye doðru gidecektir. Eðer kiliseler bu gün sadece mum yakma yerine dönüþmüþse bunun nedeni papazlarýn ve iktidarlarýn din adýna baskýcý totaliter uygulamalarýnýn sonucudur. Hýristiyanlýðýn devlet katýna çýkarýlmasý sonucudur. Ayný Akýbet Ýslamiyet için görünür gibi…
Bence atak olmanýn zamanýdýr. Cesaret gerek, korkulardan kurtulmak gerek. Aydýnlýða giden yolda önümüze çýkan hendekleri atlamak gerek. Aslýnda hendek gibi görünen engeller ilizyondan baþka bir þey deðildir. Korkularýmýzdan sýyrýldýðýmýz zaman belki farkýna varabileceðiz. Ýnsanlýk korkulara kolayca inandýrýlabiliyor. Korkular kolayca üretilebiliyor. Korkulardan tanrýlar türetilebiliyor. Sevgiye yönelmek gerek. Ýnsanlýðýn sevgiyi üretme zamaný. Doðruyu bulabilmenin tek yolu korkudan kurtulup sevgiyle düþünebilmektedir.
Ben diyorum ki gönlünüz olsun diye “varlýðýmý sizin varlýðýnýza armaðan edeyim”. Ama sizden de en azýndan “beni sevdiðinizi” söylemenizi bekliyorum. Eðer bu cümleyi söyleyemiyorsanýz o zaman bana ýrkýnýzýn soyluluðundan, dininizin kutsallýðýndan söz edemezsiniz.
Her ne olursa olsun insan aklýna güveniyorum. Doðayý terbiye etmiþ insan aklý mutlaka bir gün kendini terbiye etmeyi baþaracaktýr.
Þakir KADAN
04.10.2013