Gizli Cemiyet'ten Paralel Devlet'e

18 Şubat 2014 12:54 / 1223 kez okundu!

 

 

*Tüm mahkemelerinden beraat ile netice alındığı halde , sürekli tekrarlanan nakarat nev’inden ‘gizli cemiyet’ veya ‘paralel devlet’ gibi suçlamalarda bulunup ve bununlada yetinmeyerek bu asılsız iddialarına (Her iddia ispat ister) hertürlü yerden baskı ile ve zorlamayla delil bulmaya çalışıyorlar.

 

‘’Üç mahkeme cemiyet noktasında bize kat'î beraat verdiği halde, yine eski nakarat gibi gizli cemiyet vehmine bin dereden su toplamak gibi emâreler araştırmış.’’

*Halbuki siyasî noktada bu vatan ve millete birçok zararlı örgüt ve eşkıya grubu varken, onlarla gizli açık görüşmeler yapılabilindiği halde ve onların özgürlük rüyaları kurduğu şu dönemde

‘’Halbuki siyasî ve vatan ve millete zararlı olan müteaddit cemiyetler varken, onlara müsaade ve müsamahakârâne bakmakla beraber, ‘’

*Türkiye’de tüm vilayetler ve ilçelerin ve hatta köylerin yapılan hayırlı hizmetlere şahid-i sadık olduğu ve Dünya’daki 160 ülkede sayısız hayrata imza atıldığı halde

bizim gibi binlerle şahitlerin ve emârelerin şehadetleriyle ve altı vilâyetin ilişmemeleriyle sabit olan

*Tüm bu hizmetleri sırf Allah rızası istikametinde ve vatan millet yararına ve iki dünyalarını mamur etmeye endeksli yaptıkları halde

Nur talebelerinin ders arkadaşlıklarına ve sırf vatan ve millet ve din menfaatine ve saadet-i dünyeviye ve uhreviye hesabına

*Dağa gidişin,uyuşturucunun,kötü alışkanlıkların,ahlaksızlığın,örf ve an’ane bilmezliğin yaygınlaştığı ve bu hayırlı hizmetlerle onlara karşı set olunmaya çalışıldığı halde.. (İnternette filtre sistemi ile Aile paketi gibi hizmetleri ilkin teklif edip vatana millete ve devlete faideli işler yaptıkları halde)

ve hariçten ve dahilden gelen ifsad cereyanlarına karşı mücahidâne tesanüdlerine gizli cemiyet namını vermek

*Tüm bunları yaparken haksızca bu yapılanlara GİZLİ CEMİYET veya PARALEL DEVLET veya ÖRGÜT namını vermek (ve bu suçlamalar yapılırken en küçük suç kapsamına girecek tek bir adli vukuat ve kötü sicil olmadığı halde)

ve yirmi senede yüz binler Risale-i Nur şakirtlerinin emniyeti ihlâle dair hiçbir vukuatları kaydedilmediği halde,

*’’Dini duygu ve düşünceyi alet ederek emniyeti ve huzuru ihlale teşvik ediyor’’ gibi ithamlarla bu insanlara cürm-ü atıflarda bulunulması, değil nev-i beşeri, belki zemini de hiddete getirip o ithamı reddeder.

"Dini âlet ederek emniyeti ihlâle halkı teşvik ediyor" diye makam-ı iddia onları itham etmesi, değil nev-i beşeri, belki zemini de hiddete getirip o ithamı reddeder. Her neyse, daha fazla söylemeye lüzum görmüyorum. İddianameden çok evvel yazılan itirazname ve tetimmesi ona bir cevabımızdır. 
Afyon Cezaevinde mevkuf 
Said Nursî
 

 

SAİD NURSİ’DEN FETHULLAH GÜLEN’E

Gizli bir kuvvet, bil'iltizam beni mahkûm etmek istiyor. Ve her bahaneyi bulup, bin dereden su getirmek gibi herbir çareye müracaat edip, kurdun keçiye bahanesinden daha garip bahanelerle beni itham altına almak ve mahkûm ettirilmek istenildiğimi hissediyorum. Mesela, üç aydır bu kelimeyi tekrar ediyorlar: "Said-i Kürdî, dîni siyasete alet ediyor!"

Ben de bütün mukaddesata yemin ediyorum ki, bin siyasetim olsa, hakaik-ı îmaniyeye feda ediyorum. Ben, nasıl hakaik-ı îmaniyeyi dünya siyasetine alet edebilirim?

Ben, yüz yerde bu ithamı çürüttüğüm halde, yine manasız nakarat gibi tekrar edip ileri sürüyorlar.

Demek, bil'iltizam ve herhalde beni mes'ul etmek arzusunda bulunuyorlar. Ben de, aleyhimizdeki mülhid zalimleri, siyaseti dinsizliğe alet etmeleri ile itham ediyorum.

Ve onların medar-ı ittihamı olan bu müthiş manayı bildirmemek için bana isnad ettikleri, "Said, dîni siyasete alet ediyor" cümlesiyle setre çalışıyorlar. Madem öyledir, her halde beni mahkûm etmek istiyorlar.

Ben de ehl-i dünyaya derim: Bu ihtiyarlıktaki bir-iki senelik ömür için lüzûmsuz tezellüle tenezzül etmem.

 

PARALEL DEVLET’E SAİD NURSİ’DEN CEVAP

Mesela, ben bir maksadımı hedef ederek yoluma koşup gidiyorum. İhtiyarsız yolumda koşarken, büyük bir adama çarpıp, o adam yere düşse; desem, "Efendim, affet! Ben, maksadıma gidiyordum. Bilmeyerek çarpıldım." Elbette affeder ve gücenmez. Eğer kastî olarak bir parmağı o adama taciz sûretinde kulağına iliştirsem, hakaret telakkî edecek ve benden gücenecek.

Risale-i Nur'un hedefi îman ve ahiret olduğundan, harekat-ı ilmiye ve fikriyesinde ehl-i dünyanın siyasetine çarpsa ve şiddetli kelimat bulunsa, şayan-ı af ve müsamahadır. Maksadımız size ilişmek değildir; hedefimizde yürüyoruz. 

 

Salih CAN

18.02.2014

 

Son Güncelleme Tarihi: 18 Şubat 2014 13:11

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.