ÝÇÝNDE YAÞADIÐIN TOPLUMU YAZ YETER!
16 Nisan 2011 12:45 / 3543 kez okundu!
Bu haftaki yazým bu deðildi, bir arkadaþým bam telime bastý, kalem gayri ihtiyari yazdý.
Beni tanýyan bir arkadaþým yazýma yorum yapmýþ, yorumu okuyan baþka bir arkadaþ bana; “Ne güzel tespit yapmýþ, senin iþin yorum olmamalý, içinde yaþadýðýn toplumu yaz yeter” dedi.
Akýl verdi yani. Her ne kadar kendim ince olmasam da, düþüncelerim ince. O kadar küçük görülüp, býyýk altýndan gülünmüþtür ki bizlere, rutubet olmasa da havadaki çisiltiden bile nem kapar olmuþuz.
Anladýðým kadarýyla yorumu yorumlayan arkadaþ benim yorumuma kafayý takmýþ. Her yer güllük gülistanlýk ya, neme lazýmdý bu yoruma, ne gerek vardý arý kovanýna çomak sokmaya? Serpil, ifadesi güçlü bir arkadaþýmýz, içinde yaþadýðý toplumu çok iyi ifade eder demiþ, övmüþ. Fakat yorum yaptýrmayýn kafasý basmaz diye kinaye yoluyla da görüþünü iletmiþmiþ. Saz çalan, göbek atan, çiçek satan, fal bakan Roman'ý yaz gitsinmiþ.
Meclise, vekile yorum yapmak benim ne haddimeymiþ… Yalan da deðil hani yorumlayým yorumsuz Roman'ý.
Gariban, çilekeþ Romanlar o kadar eðitimsiz, o kadar yoksul býrakýlmýþlar ki, haklarý Allahýn dünyasýnda çadýrda yaþamaktan ibaret olmuþ...
O kadar cahil býrakýlmýþlar ki, dertlerini küfürle anlatmak silahlarý olmuþ...
O kadar bedevileþtirilmiþler ki, içler acýsý...
Kim bu hale getirdi Roman'larý? Milletin, meclisin, vekilin yok mu suçlarý?
Arkadaþlar sizler çok iyi tanýrsýnýz beni; grand tuvalet giyimli cilalý mektepten deðilsem de, diplomalý içinde yaþadýðým ve yaþattýrýldýðým hayatý anlayacak kadar aklým var.
Arkadaþlar, bir zamanlar ayný daða týrmandýk sizinle.
Siz menzile vardýnýz, biz týrmanmaya devam. Hani bir hikâye anlatýlýrdý bize; yoksulluðumuzun ve iktidarsýzlýðýmýzýn tek sebebi imansýzlýk ve namazsýzlýktý hani?
Namaz kýlsýn, inansýn diye insanlar kapý kapý dolaþýrdýk aðlayarak.
Sokaklara çýkardýk, baðýra baðýra kafa tutardýk zalimlere.
Mazlumduk ya her birimiz…
Düþünüyorum da bir zamanlarýn mazlumlarý þimdilerin yeni zalimleri mi?
Hani okumuþ adam lazýmdý ya davaya, siz okurken okullarýnýzda güvenli mahalle mekan ve bürolarýnýzda, biz ilk okullular o zamanýn ve bu zamanýn mazlumlarý yaðýz atlar gibi koþtururduk ordan oraya savruk ve kavruk.
Hiç düþünmedik Baðkur sigorta, emeklilik neyim. Bi hýrka bi lokmaya Allah Kerim dedik o zaman.
20 25 yaþlarý; gençtik, bu günü düþünmedik, siz güçlü olmalýydýnýz.
Ýmanlý olmanýz hasebiyle kaldýracaktýnýz düþtüðü yerden hem mümini hem kafiri.
Günah olur diye altýn yüzük takmazken elinize, kiminizde Mercedes var, kiminizde BMW.
Yedi sülalenizi baðladýnýz Baðkur sigorta emekliye. Bizlerse hala bi hýrka, bi lokmayla talime.
Arkadaþ, ben yorumlamayacam da, kim yorumlayacak meclisi, vekili?
Rahatýný bozmamak için susan sen mi?
Serpil Özkasap
12.04.2011