Allianoi ve Hasankeyf için Ertuðrul Günay’a mektup
27 Eylül 2010 16:39 / 1856 kez okundu!
Sevgili Ertuðrul Aðabey,
Geçtiðimiz günlerde ntvmsnbc’de Ahmet Yeþiltepe’nin Allianoi’yi konu aldýðý Zaman Yolcusu programýný izledim. Açýk söyleyeyim programý izleyinceye kadar Allianoi dedikleri yerin olsa olsa küçücük bir ören yeri ve kaplýca mekâný olabileceðini tahayyül ediyordum. Cehaletimi affedin. Meðerse 2000 yýl evvelinden kalma koca bir yerleþim alanýymýþ.
Uzunca bir süre güçleri elverdiðince, para ve destek saðladýklarý kadarýyla Ahmet Yaraþ baþkanlýðýndaki kazý ekibi Allianoi kazýlarýný yürütmüþler. Koca bir eski þehri günyüzüne çýkarmýþlar. Ýyi de etmiþler. Ve yine uzunca bir süredir Hasankeyf ve Allianoi Gönüllüleri hukuksal dâhil bütün süreçleri birlikte omuzladýlar…
Yýllar evvel Almanya’nýn Baden Baden þehrine yarým günlüðüne yolum düþmüþtü. Bir þehrin, sýcak “suyun yüzü suyu hürmetine” nasýl abad olduðuna bir saatliðine 40 mark ödenerek tanýk olmuþtum.
Kutsal kitaplarda adý geçen ve kutsiyeti olan bir su Dijle’nin, yanýbaþýndaki taþ þehre kattýðý ruhla bu satýrlarý size yazýyorum.
Aðabey benim þehrimdeki eski ve bilge insanlar kendilerine sunulan bir tas suya karþýlýk derler ki; “su gibi aziz ol”…
Ben sizi entelektüel kimliðinizden dolayý iyi bilirim. Bu nedenle yüz yüze konuþtuðumuz günlerde ve anlarda olduðu gibi size “Aðabey” diye hitap ediyorum, baðýþlayýn.
Lütfen meseleyi salt bir teknik olay gibi deðerlendirip kültüre, kimliðe, tarihi mirasa ilgisiz kalanlarý geçin, onlarý kaale bile almayýp bir yana býrakýn, “çaresiz” kalmayýn.
Suyla gelen “þifa yurdu” Allianoi için…
Çok eski bir “Baþkent” Hasankeyf için, çareler üretin…
Hiç kimse Allianoi ve Hasankeyf’ten rol çalmasýn!
Bir gün Anadolu ve Mezopotamya coðrafyalarýnýn hayatý, hikâye edilirse eðer, aktörleri Allianoi ve Hasankeyf olacak benden iyi bilirsiniz…
Çaresiz kalmayýn Allianoi için de, Hasankeyf için de…
Bakýn þimdi “yukarýdan taþ düþüyor” diye Hasankeyf’e turistik gezi bile engelleniyor artýk. Hasankeyf Gönüllüleri 11-17 Ekim tarihleri arasýnda bir duyarlýlýk oluþturmak için, seslerini dünyaya duyurmak için Hasankeyf’in baðrýnda “Kamp Kurmaya” karar vermiþler. Herkesi çaðýrýyorlar…
Allianoi için ya da Hasankeyf için; bir saat sonrasýnda “Eyvah, bizler ne yaptýk!” diyecek kadar yarýn çok geç olabilir.
Müdahale edin. Müdahale edin ki; yarýn tarih yazýlýrken sizin için de “Su gibi aziz ol” desinler aðabey…
Bu vesileyle tam beþ yýl önce 17 Eylül 2005’te yayýnlanmýþ bir yazýmý bir kez daha paylaþýyorum.
Kýrgýz’ca yazan, Türkçe’den okuduðumuz ustalardan Cengiz Aytmatov bir konferansta diyordu ki; “Ýstediðiniz yere 100 tane yeni baraj yapabilirsiniz. Ama bir tane antik kent yapabilir misiniz?” Aslýnda iki bin yýllýk Allianoi için tek baþýna söylenebilecek bu cümle bile, yaratýlmaya çalýþýlan tarih ve kültürel deðerler yýkýmýna okkalý bir aydýn cevabýdýr da! Biz yine de duyarlýlýk oluþturma babýndan sürdürelim.
Beni en çok yaz baþýnda basýnda açýklamalarý çýkan Bergama AKP ilçe baþkaný Ali Yazýcýoðlu’nun sözleri düþündürmüþtü. “Bize ne Bizans eserlerinden bizim acil baraja ihtiyacýmýz var. Boþ verin Allianoi’yi, tarlanýzý kurtarýn!” Düþünedurdum erbabý siyaset mensubu bir ilçe parti baþkanýnýn sözlerini.
Sonra bir yýl kadar önce Elazýð’ýn yaný baþýndaki Hazar tektonik gölünün akýbetini düþündüm. 1996 yýlýnda özelleþtirilen Hazar Hidroelektrik santralini alan þirket, elektrik enerjisi üretmek üzere gölden su çekiyor. Ve Hazar gölü sürekli su kaybediyor. Son beþ yýl içinde gölün su seviyesi epeyce düþmüþ. Bataklýk ve taþlýk alanlar oluþmuþ. Ýklim bile deðiþmiþ. Bu durumla ilgili bir duyarlýlýk oluþturmaya çalýþan Hazar Gölü Koruma Derneði eski baþkaný ve yeni Gezin Belediye Baþkanýna bir kamu kuruluþu müdürünün ifadesi “Hocam nasýl olsa Diyarbakýrlýlar kullanýyor. Býrakýn kurusun!”
Sonrasý belki de Hasankeyf’tir. Hasankeyf’e vefa borcudur. Hasankeyf’e sadakattir. Tarihin bilinen ilk maðara ve antik þehirlerinden biri sular altýnda býrakýlmaya çalýþýlýyor. Yalnýz Hasankeyf deðil çevresinde envanteri bile henüz çýkarýlmamýþ altýnda ne olduðu bilinmeyen 200 höyük de cabasý!
Yani demem o ki; ülkenin doðusunda da batýsýnda da ayný mantýk hüküm sürüyor. Bir taraftan ekonomik ömrü azami 40 yýlla sýnýrlý ve sonunda çamura, bataklýða dönüþecek barajlara, binler yýllýk tarih ve kültür mirasý eserler kurban edilmeye çalýþýlýyor. Öte taraftan da yine insanlýk mirasý çevre deðerleri üç kuruþluk rantiyeler uðruna yok ediliyor, ya da yok edilmesine göz yumuluyor.
Aslýnda bu bir mantýktýr ve tarih-kültür-deðer kýyýmýdýr. Kaynaðý da geçmiþten gelmektedir. Nasýl ki Allianoi sýnýrlarý içindeki tarihi Bergama tapýnaðýnýn taþlarý bir zamanlar “Taþ Ticareti!” mantýðý ile batýya taþýndý ya da taþýnmasýna göz yumuldu ise bugün de Allianoi’nin ve diðerlerinin yok edilmesine çanak tutuluyor.
Bu deðerler yitimine/yitirilmesine çanak tutmaktýr. Yeni bir tarih bilinci/bilinçsizliði oluþturmanýn geçmiþten bu yana süregelen ipuçlarýdýr.
Deðilse nedir? Sorgulanmalýdýr…
Ýpuçlarý çeþitli yerlerde mi gizlidir. Belki de! Ýþte biri: “…Ýstanbul’un fethi, bütünüyle baþtan ayaða bir destan, bir efsane ve bir gerçektir. Asýl mucize ve destan bir asýr bile geçmeden bütün bir þehrin Türkleþmesi, Ýslamlaþmasý, þehrin yekpare bir Türk þehri olmasýdýr. Altýnda kalan Bizans ve Roma, büyük bir medeniyet, büyük bir uygarlýktýr ve silindirle ezilmiþ gibi altta kalmýþlar. Ve üzerlerinde büyük bir medeniyet, büyük bir devlet doðmuþtur. Bu bir destandýr, gerçek yaþanmýþ bir destan. Dünyada çok az devlet ve millet bizim gibi vatan olmasý güç olan bir topraðý vatan yapmýþtýr…” (01.06.2005/Servet Kabaklý’nýn Yazýsý - Halka ve Olaylara Tercüman – Profesör Cahit Tanyol’dan aktarýyor.).
O halde tarihe, kültürel deðerlere, yýkýma ve insan teki eliyle yaratýlmaya çalýþýlan Vandallýða hayýr demek aþkýna Allianoi de, Hasankeyf’te sular altýnda kalmamalý. Belki de bu duyarlýlýk doðudan batýya Türk’ten Kürde yeni bir tarih ve kültür birlikteliðinde buluþmanýn, paylaþmanýn derin duygudaþlýðýdýr.
Þeyhmus Diken
23.09.2010, Dîyarbekir
***
Çizim: Firuz Kutal