Barýþ için ne gerekiyorsa yapmak!
11 Mayýs 2013 18:50 / 1182 kez okundu!
Dil, toprak, pazar, ortak vatan; bunlar elbette ulus olmak için önemli kriterler. Ama eðer ruhi þekillenme birliði yoksa bütün diðerleri tevatür oluyor.
Kürt siyasi hareketinin 1980’li yýllardan bu yana yürüttüðü örgütlü siyasal mücadele bütün diðer kazanýmlardan öte çok önemli bir iþi baþardý.
O da þu: Ulusu belirleyen en önemli faktör olan Ruhi Þekillenme Birliði. Dil, toprak, pazar, ortak vatan; bunlar elbette ulus olmak için önemli kriterler. Ama eðer ruhi þekillenme birliði yoksa bütün diðerleri tevatür oluyor.
Bu sebeple otuz küsur senedir yürütülen mücadele amiyane tabiriyle Kürtlüðün adýný dahi telaffuz etmekten aciz ve çaresiz bir kavmin, küllerinden, yeniden Kürt ulusunun ayaklarý üzerinde dik durmasýný saðladý. Artýk Kürt halký hançeresini doldurarak Kürtlüðünü dillendiriyor. Ve kimliðinden kaynaklý haklarýna sahip olmak gerektiðini ve hakký olduðunu, bu haklarýn vazgeçilmez ve ötelenemez haklar olduðunu eþit, özgür hak ve halk temelinde taleplerini dile getiriyor.
Kolay olmadý tabii…
1925 Þêx Saîd Kýyamý sonrasýnda Kemalist cumhuriyetin Takriri Sükûn Kanunu suskun ve lâl bir toplum yarattý. Ardýndan gelen katliamlar, sürgünler ve 1937’ye kadarki 12 yýllýk zaman dilimi içinde hayata geçirilen (Mecburi) Ýskân Kanunlarý ise mazlum ve maðdurlar üzerinden devasa bir Küskün kitlesi yarattý.
Son yüzyýla; Suskunlar ve Küskünler ile katliama, soykýrýma uðrayan / uðratýlanlarýn trajedilerinin paylaþýldýðý anlatýlar damgasýný vurdu.
Þimdi Kürt halký, Türkiye Halklarýnýn hassasiyetlerini de dikkate alýp, kendi hassasiyetlerine de dikkat çekerek süreci heyecana ve amiyane tabiriyle “ne oldum deliliðine boðmadan” kazasýz belasýz yürütmeye çabalýyor. Elbette zorlu bir süreç, savaþmaktan çok daha zor bir süreç. Ama rehavete kapýlmadan adým adým varmasý gereken menzile varýlmasý elzem olan bir süreç.
Ýþte bu gibi durumlarda bihakkýn aydýn sorumluluðuna sahip olanlarýn vicdanlarýnýn sesine kulak vererek, sorumluluklarýnýn olanca bilinciyle davranmalarý ve seslerini kamuoyuyla paylaþmalarý, hatta kamuoyunun yeniden oluþumu için gayret göstermeleri anlamlý ve önemli.
Bu sebeple aralarýnda benim de yer aldýðým, 111 þahsiyetin; “Barýþýn güvencesi, çoðulcu, özgürlükçü ve eþitlikçi demokrasidir” þiarý dikkate deðer.
Askeri deðil, siyasi yönteme referans. Kalýcý Barýþýn tesisi için yeni bir Anayasa. Sadece Kürt Sorununun eþitlikçi ve adil demokratik yöntemle çözümüyle sýnýrlý deðil, Türkiye için de demokratikleþme. Özgür siyaset yapýlabilmesinin önündeki engellerin kaldýrýlmasý ve anti demokratik yasalarýn temizlenmesi. Felsefesi barýþ ve yüzleþme olan birlikte yaþamayý, birbirinin hakký hukukuna saygýyý öne çýkaran yeni ve barýþçý bir dil. Farkýndalýk yaratan ve halklarý-kimlikleri ötekileþtirmeyen bir barýþ dili.
Ýþte hepimize gerekli olan bir yeni toplum sözleþmesinin satýr baþlarý.
“Barýþ Ýçin Özgürlükçü Demokrasi” ana baþlýðý altýnda 111 imza yer alýyor. Aralarýnda olmasý gerektiði gibi kimileri vekil 30 dolayýnda Cumhuriyet Halk Partili de var. Önce beklendiði gibi partilerinden tepki aldýlar. Dik durmalarý þart. Barýþýn sesine soyunmak kolay deðil.
Osman Kavala, Ahmet Saymadý, Ahmet Þýk, Büþra Ersanlý, Can Dündar, Eþber Yaðmurdereli, Hosrof Dink, Ýrfan Aktan, Leyla Erbil, Osman Akýnhay, Özgür Mumcu, Tarýk Ziya Ekinci gibi þahsiyetlerin de aralarýnda olduðu deðiþik kesimlerden oluþan ciddi imzacýlardan oluþuyor grup.
Çatýþma kaosu yerine barýþ kültürüyle toplumu yeniden onarma büyüsüne inananlarýn sesi gür çýkmalý / çýkacak. Çünkü “Çatýþmasýzlýk ortamý Türkiye’de demokrasi mücadelesi verenleri zayýflatan deðil, güçlendiren bir adým” olacaktýr. Bu arzulanan ortam her þeyden önce “sürdürülebilir”liðe ihtiyacý olan bir fiili duruma iþaret ediyor. Silahlarýn sustuðu ve kanýn dökülmediði bir ortamda demokrasi tartýþmalarý çok daha anlamlý olacak, kuþku yok.
Bu sebeple süreci barýþ ve özgürlük için omuzlamak gerek…
Þeyhmus DÝKEN
11.05.2013
* Fotoðraf: Özge Özgüner