Batý-Doðu “Kardeþ” mi?

16 Aðustos 2019 10:16 / 969 kez okundu!

 

 

Kaz daðlarý mevzuu elbette ciddi bir tahribat, insan olanýn yüreðinin sýzlamamasý mümkün deðil. Yalnýz hikayenin öte tarafýndan Doðu yakadan hangi Kürde sorsanýz “ya bizdekiler, ya Hasankeyf, ya diðerleri...” diye soruyor.

 

****

 

Batý-Doðu “Kardeþ” mi?

 

Baþlýðý gören bizim yakadan arkadaþlar hemen ardýný görmeden iki þey düþünecek. Türk-Kürt demeye dilin varmadý mý? Bir de devamýný hemen getirerek hangi “kardeþlik” sorusu ile birlikte…

Ben de hemen biraz sabredin, durun bakalým yazýnýn devamý nasýl gelecek. Malum, ben önce baþlýðý oturtup yazýyý sonra düzenlerdenim.

Hikâye yeni deðil! Mevzuya vakýf olanlar en az 150 yýl evvel (1865) Pergamon (Bergama) Zeus Sunaðýnýn nasýl Almanya’ya kaçýrýlýp sonra da Berlin Müzesi’nde sergilenerek hiç de “mal sahibi mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi” demeye dillerinin varmadýðýný bilir.

Yani ezcümle hikâye hayli eski. Vizyon belki kimilerine göre yeni de; hikâyesi ve mantýðý eski ve de hiç deðiþmedi. 

Bergama halký Ege’nin “yollarýný yapacaðým” diye Almanya’dan gelen teknik ekibin ha bire topladýðý üzeri yazýlý, resimli taþlarý sandýklarla Alman gemilerine taþýnýrken tepki koymuþtu:

“Ne oluyoruz, nereye gidiyor bu taþlar” derken, Abdülhamid’in izniyle “taþ ticareti”ne izin verildiðine tanýk olunca yerinde durmuþtu.

Peki, 150 yýl sonra 2019 Türkiye’sinde bir baþka yabancý, Kanada þirketi yine “taþ ticareti”, bu kez hayli kýymetli olan taþ, altýn çýkarýp götürmeye gelmiþken sahnede olan yine ayný mantýk deðil miydi?

E, sahi niye þaþýrdýk ki! Malum! Hep Osmanlý torunu olmakla övünülmüyor mu? O zamanda taþ götürüyorlardý, þimdi de! Tek fark farkýndalýk! O vakitler toplum henüz çevre, tarih, kültür bilincinin farkýnda deðildi. Þimdi farkýnda, aman doða elden gitmesin! Tarihi kültürel miras korunsun derdinde. 

Buraya kadar iyi. Sivil toplum, yurttaþ duyarlýlýðý, onlardan geri kalmamak için “hadi bizde sahada görünelim demeye getiren siyaset” de alanda.

Çanakkale Kaz Daðlarý, ormanlar, doða, aðaç katliamý toplumu harekete geçiriyor. Daha düne kadar “haklar”dan söz edilince temel insan haklarýndan, aðýrlýklý olarak da insanýn yaþam hakkýndan söz edilirdi. Bugün artýk tüm canlýlarýn, doðanýn, aðacýn, taþýn, topraðýn hakký da artýk temel hak kategorisinde. Bu da çok iyi.

Peki, þu orta yerde duran soruya ne demeli o halde. Batý yakada da doða ve tarih rant uðruna tahrip ediliyor. Doðu yakada da...

Kaz daðlarý delik deþik edilirken, Munzur da ayný kaderi paylaþýyor. 12 bin yýllýk Hasankeyf de... Ýnsan eliyle devletin kurumsallýðý ve tercihleri nedeniyle tabii. Ya baraj, ya HES, ya maden arama, ya da orman vasfýndan çýkarýp yapýlaþmaya açma gerekçesiyle...

Ýþte sanýrým iþin bam teli burada. Kaz daðlarý için 15 bin kiþi yürür, tepkileri sosyal medyayý kaplar, kamuoyu oluþur, yetkililer açýklamalar yapmak durumunda kalýrken, Doðu yakada Hasankeyf’te tepkilerini dile getirmek için yürüyüþ yapan 15 genç derdest edilip gözaltýna alýnýyor. Kaz daðlarýndaki tavýr alýþý alkýþlayýp gururla paylaþanlar, Hasankeyf’tekine ilgisiz kalabiliyor.

Lafý eðip bükmeden cümlemi tamamlayayým. Kaz daðlarý mevzuu elbette ciddi bir tahribat, insan olanýn yüreðinin sýzlamamasý mümkün deðil. Yalnýz hikayenin öte tarafýndan Doðu yakadan hangi Kürde sorsanýz “ya bizdekiler, ya Hasankeyf, ya diðerleri...” diye soruyor, mutlaka soruyor. 

Dolayýsýyla bir vicdansýzlýða “hayýr” derken, bir diðerine ilgisiz kalmak hiç mi vicdanýnýzýn bir yanýnýn sýzladýðýný size hissettirmiyor. Ha yok diyorsanýz PAN’ýn flütüyle, Say’ýn piyano týnýlarýný dinlemeye devam.

Bize kalan ezgili bir sesten yadigar kalan: 

“Hey lo lo birîndaro bilbilo 

 Li ba yê lê xist hêlîn tev xera kiro...”* 

*Hey, yaralý kuþ! Sert bir rüzgâr, yurdunu yuvaný harap etti...

 

Þeyhmus DÝKEN

10.08.2019, Diyarbekir

 

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.