Behice Boran Kitabý; Destansý Hayat
09 Haziran 2018 09:24 / 887 kez okundu!
Dinlenmeyi sadece yeniden yol yürümek, toparlanmak için bildi yaþadý. Çünkü; “Selam olsun Türkiye’nin aydýnlýk geleceðine…” derdi hep.
*****
Behice Boran Kitabý; Destansý Hayat
Boran kelimesinin Türkçe’deki anlamýna bakýyorum sözlükte. Benim hafýzamda coðrafyamdaki anlamýna karþýlýk gelecek baþka bir þey çýkýyor karþýma. “Rüzgar, þimþek, gök gürültüsü ile ortaya çýkan saðanak yaðýþlý durum” diyor sözlük.
Oysa bizde, yani kadim Diyarbekir’de Boran deyince, hemen güvercin anlaþýlýr. Hatta güvercin evlerinin adý da Boranhane’dir bizim buralarda.
Dipnot Yayýnlarý arasýnda çýkan “Behice Boran Kitabý”ný* okumaya baþladýðýmda yayýnevini Ankara bozkýrýnda yoktan var eden dostum Emirali Türkmen’in sunuþ yazýsýndaki cümle alýp götürdü beni. 2015 yýlýndaki Ýzmir TÜYAP kitap fuarýnda “Türkiye Solundan Portreler” kitabýnýn kapaðýna bakan liseli bir kadýn okur, arkadaþýna dönüp der ki; “Babaannem bu kadýný çok sevdiði için annemin ismini Behice koymuþ…”
Geriye dönüp baktýðýmda ne çok “Behice” adý konulmuþ meðerse Behice Boran’dan sonra.
Siyaset üzerinden okuma yapanlar, Behice Boran’ý siyasal bir kadýn aktör olarak tanýdý/tanýr. Doðrusu da bu. Yaygýn tanýnýrlýðý 1965 genel seçimlerinden sonra Urfa’dan Milletvekili olarak seçilmesi, sonra 1969’a kadar 15 vekilli grubu ile Türkiye tarihinde o yýllara kadar görülmemiþ bir muhaliflik sergileyiþi ile ilgilidir.
Oysa 1965’in öncesi var, sonrasý var. Öncesi; 1948’e kadar DTCF’de öðretim üyeliði, sonra bir süre mahpusluk. 1969’dan sonra ise Türkiye Ýþçi Partisi’nin 4. Büyük Kongresi’nden sonra yeniden mahpusluk.
Ve tabi hep örgütlülük.
Siyasal karnesi Behice Boran’ýn hep böyle. Kurtuluþun mücadele ile kazanýlacaðýna inanç ve bunun tek baþýna deðil, hep birlikte olacaðýna dair bir yaþam ve dünya kurgusu.
Yeniden kitaba dönersek…
Siyaset üzerinden bütün bir hayatýn dýþýnda okur bir baþka Behice Boran’la tanýþmýþ oluyor. Siyaset yazýlarýnýn dýþýnda sosyoloji ve edebiyat üzerine derinlikli yazdýklarý üzerinden bir Behice Boran portresi çýkýyor okurun karþýsýna Behice Boran Kitabý ile.
Bu baptan hareketle; kitabýn son bölümünde Behice Boran üzerine yazanlardan Semih Gümüþ’e kulak vermek gerek: “Behice Boran’ý yalnýzca siyasal kiþilik olarak almak, ona haksýzlýk etmek olur.” Semih Gümüþ bu vurguyla yetinmez gerekçesini de yazar. 1943 yýlýnda Adýmlar Dergisi’nde henüz ülkede kimselerin pek tanýmadýðý James Joyce’u “Ýngiliz Romanýnýn Sosyal Cephesi” baþlýðý altýnda etraflýca deðerlendirir. James Joyce’u Ýngilizce aslýndan okuyup, “Ulysses’ten yola çýkarak Joyce’un getirdiði bilinç akýþý tekniðinin özelliklerinden söz eder.”
Ýþin doðrusu siyasetin bunca daraltýldýðý, basmakalýp, vulgar bakýþ açýlarý ile görünür siyaset aktörlerinin baskýn bir eril dille karþýlýklý söz düellosuna dönüþtürdüðü siyaset arenasýnda bu ülkenin siyaset dünyasýndan geçmiþ ve derin izler býrakmýþ Behice Boran figürünü belki de bu kitap vesilesiyle yeniden gündeme taþýmak gerektiði düþüncesindeyim.
Yazýnýn giriþinde “Behice” isminin yanýna kahramanýmýzýn sonraki bütün hayatý boyunca kendisine yakýþan adýyla müsemma soyadý olan “Boran” üzerine bana ve coðrafyama deðen bir vurgu yaptým. Devamýný getirmeliyim. Diðerkam adý güvercin olan boran ayný zamanda Barýþ Kuþu’nun simgesel varlýk adýdýr. Yani haylidir ihtiyaç duyulan yeniden Barýþ’a…
Ben Behice Boran’ý 1975’lerde Ankara Mülkiye öðrencisi olduðum yýllarda tanýdým. Onun “Yürüyüþ, Çark-Baþak ile Yurt ve Dünya” dergilerindeki yazýlarýný unutmam mümkün deðil.
Ayný zamanda doðum günü olan 1 Mayýs 1979 (doðumu 1910) günü sokaða çýkma yasaðý ilan edilir Ýstanbul’da 1 Mayýs nedeniyle. Yasaðý ihlal gerekçesiyle gözaltýna alýnýr. Hakim sorar “Niye çýktýn?” diye. “Ýþçinin, emekçinin bayramýydý çýktým” der Behice Boran. Hakimin “Nereye yürüyecektin?” sorusu üzerine, “Taksim’e” der. “Merterle Taksim arasý çok uzun deðil mi?” der hâakim yaþýný ima ederek. Yanýtý ironiktir; “Dinlene, dinlene…”
Dinlenmeyi sadece yeniden yol yürümek, toparlanmak için bildi yaþadý. Çünkü; “Selam olsun Türkiye’nin aydýnlýk geleceðine…” derdi hep.
O halde Behice Boran derken, son elli yýllýk Türkiye siyasal tarihine de metinler üzerinden çentik atan “Behice Boran Kitabý” üzerinden iyi bir okumaya ihtiyaç var. Üstelik yalnýz siyasetçilerin deðil, siyasetin edebiyat, sanat, felsefe, sosyoloji ilintileri / iliþkileri üzerinden okunmasýna ihtiyaç duyan okurlarýn da okumasý dileðiyle…
*Behice Boran Kitabý, Dipnot Yayýnlarý, 2018 Ankara
Þeyhmus DÝKEN
09.06.2018, Diyarbekir