Demokratik Siyaset Newroz ve Ötesi
23 Mart 2019 22:41 / 810 kez okundu!
Türkiye bir geçiþ dönemi yaþýyor. Ýktidar partisine mensup olanlar da dahil olmak üzere siyaset yapanlarýn büyük kesimi hâlâ kendilerini geçmiþin parlamenter sisteminde sanýyorlar.
****
Demokratik Siyaset Newroz ve Ötesi
Ülkelerin yönetim biçimlerinin deðiþimi ve dönüþümü, tebaanýn deðil de muktedirlerin karar ve tercihleri doðrultusunda þekilleniyor ise süreçler hayli sancýlý iþliyor bu bilinenlerden tabii.
Cumhuriyetin yüz yýlýna beþ kala hâli pür melale baktýðýmýzda bu durum net olarak görülür. Hoþ bu durum öncesinde de böyleydi ya! 1920’li yýllarda Mustafa Kemal’in öncülüðünde kadrolar cumhuriyet ilaný tercihlerini hayli kamuflajla ilan edip sonrasýnda da uzun bir zaman dilimi içinde çokça zorluklarla ülke sathý mailine yayabilmiþlerdi. Üstelik neredeyse 25 yýl süren Tekparti+Devlet gücü ile! Ýkinci bir partinin sahneye çýkmasýna da izin vermeyerek.
Sonrasýnda adýna Çokpartili rejim dense de sol düþünceye mensup olanlarýn örgütlü siyaset yapmalarý sürekli týrpanlanarak. Ýþte 1960-71 ve 80 askeri müdahaleleri ve sonraki yýllarý yine bilinenlerden.
Baþkanlýk sistemi meselesi ilk evvel doksanlarda Turgut Özal’lý yýllarda telaffuz edilmiþti. Sonra 2010’lu yýllarla birlikte þimdiki Cumhurbaþkaný Recep Tayyip Erdoðan ile gündeme oturdu. Son beþ yýllýk zaman dilimi içinde de artýk geçmiþin “parlamenter demokrasi” dedikleri rejimi yerine “baþkanlýk sistemi” hayata geçirildi.
Belki geçtiðimiz on yýllýk sürede ülke kamuoyunda tartýþtýrýlarak hukuki düzenlemeleri en temel noktalarda yapýlarak kamuoyu da bu yeni rejime ikna edilip hazýrlansaydý süreç daha yumuþak geçiþtirilebilirdi.
Ama bu olmadý. Olamazdý da. Çünkü ülkenin geçmiþinde bu türden bir demokratik bilinç altyapýsý yok. Yönetenler, muktedir, mutlak idare karar verir, uygular, yapar. Tebaa ise uyar. Çünkü “devlet kerimdir, babadýr; tebaasý için en doðrusunu yapar”. Beka mantýðýnýn da icabý bunu gerekli kýlar. Buna sahiden de inanýlýr.
Ama iþin bir diðer tarafý yeni bin yýlýn yaþam alanýnda artýk her þey açýk alanda yürüyor. Önceki binyýlýn son yüzyýlýnda olduðu gibi lokal alanlara mevzuyu hapsedip kendi içinizde “meseleyi bitirdik” diyerek bitiremiyorsunuz. Çaðýn teknolojik olanaklarýyla halk anýnda dünyanýn her yerinde olan bitenden haberdar oluyor. Tepkisini de dile getirebiliyor muhalif olan.
Bu noktadan baktýðýmýzda Türkiye bir geçiþ dönemi yaþýyor. Ýktidar partisine mensup olanlar da dahil olmak üzere siyaset yapanlarýn büyük kesimi hâlâ kendilerini geçmiþin parlamenter sisteminde sanýyorlar.
Örneðin geçtiðimiz Haziran 2018 genel seçimlerine katýlan siyasetçilerin geriye dönüp seçim söylemlerine baktýðýmýzda o kadar çok “deðiþtirme ve dönüþtürme” vaatleri seçim meydanlarýnda dile geldi ki! Þaþarsýnýz!
Sonra seçimler oldu ve parlamentonun artýk eski parlamento olmadýðýný kendilerinin de eski vekil olmadýðýný, en fazla maaþlarý yüksekçe (y)etkisiz birer parlamento memuru olduklarýný, kendileri de fark ettiler.
Þimdi yaklaþýk iki aydýr yerel yönetimler için siyaset(çiler) sahnede. Bir hafta sonra da (31 Mart 2019) yerel yönetim seçimleri için sandýklara gidilip oy verilecek. Önceki genel seçimler için yapýlan tespit, yerel yönetimler için de geçerli. Yeni sistemde yerel yönetimlerin de eskisi gibi “özgür” ve “özerk” olamayacaðý, ileri derecede bir denetim mekanizmasý ile bunun altyapýsýnýn da hazýrlandýðý basýna yansýdý.
Ez cümle demokratik siyaset kanallarýnýn hayli týkalý olduðu bir zaman diliminde siyasetin iktidar ya da muhalefet partilerindeki izdüþümü aktörlerinin sahada etkisizleþtiði bir süreçte, sahalarýn tek aktörü Cumhurun Baþkanýnýn tek söz sahibi olarak zuhuru, göstergebilim açýsýndan siyaseten de sanýrým anlaþýlýr oluyor.
E peki o zaman yazýnýn baþlýðýnda varlýk bulan Newroz nereye oturacak diye bir kelama da verilecek cevap þu olsa gerek: Tebaanýn nefes almasý için bir açýk alana ihtiyaç var. Ýþte orada imdada kültürel etkinlikler, kitap fuarlarý, Newroz gibi güçlü arka planý olan geleneksel varoluþ halleri kalýyor geriye...
Bu baptan hareketle iki gün gecikmeli de olsa Newroz Bayramýnýz kutlu olsun...
* Fotoðraflar: Þeyhmus Diken
Þeyhmus DÝKEN
23.03.2019, Diyarbekir