Diyarbakýr Barosu'na kadýn eli deðmeli

02 Kasým 2014 14:01 / 1099 kez okundu!

 

 

Çok erkek egemen bir Diyarbakýr Barosu görüntüsü var. Oysa Kürt siyaseti sadece Türkiye’ye deðil, dünyaya da kadýn üzerinden çok farklý bir tercih sundu.

Diyarbakýr Barosu neredeyse Türkiye cumhuriyetiyle yaþýt, 1927’de kurulmuþ. Bizim ilk gençlik yýllarýmýzda hatýrlarým kentte avukat sayýsý hayli azdý. Olanlarý parmakla gösterir ve çok da kýymet verirlerdi. Avukatlarýn hemen tümü Suriçi'nin Saray Kapý diye tarif ettiðimiz en eski cezaevi ile Adliye ve Cumhuriyet Savcýlýðýnýn olduðu Ýçkale’deki yapýlar manzumesinin yolu üzerindeki Ýzzetpaþa caddesinin saðý ve solundaki küçük dükkân benzeri yazýhanelerde otururlardý. Bir masa, önünde bir daktilo ve sümen takýmý ve tahta sandalyeler yetiyordu.

Yýllar geçtikçe Türkiye’de hukuk fakültelerinin sayýsý arttýkça kentte avukat sayýsý da artmaya baþladý. Kentte yaþý kemale ermiþ avukatlarýn yerine yetmiþli seksenli yýllarda artýk genç avukatlarýn adý saný telaffuz edilmeye baþlandý.

Seksenli yýllara kadar büyük ölçüde adli davalar diyebileceðimiz dosyalarla ilgilenen kentteki avukatlar; toplumsal olaylar kentin sicilinde hayli yer iþgal etmeye baþlayýnca artýk siyasal dava dosyalarýyla öne çýkmaya baþladýlar. Bölge ve kent aðýr bir devlet taassubunun sultasý altýna girmiþti. 12 Eylül 1980 darbesi olanca zulmu ile insanlara nefes aldýrmýyordu. Sýkýyönetim askeri mahkemelerinde, sonrasýnda Olaðanüstü Hâl’de yargýlananlarýn evet bir avukatý vardý. Ama o avukatlar doðru düzgün savunma bile yapamýyorlardý. Hatta çoðu kez askeri yargýçlarýn tehditlerine onlar da maruz kalýyorlardý.

Böylesine aðýr baský koþullarý yoksul ve emekçi ailelerin çocuklarýnýn da “hukukçu”luðu tercih edip adaletsiz hükümetlerin yakasýna, devletin anladýðý dille, hukuk üniformasýyla, “karþý hesap sorma”nýn yolunu seçmeyi tercih etme þansýný yakaladýlar. Hayli de baþarýlý oldular. Diyarbakýr Barosu insan haklarý alaný ile ilgili avukatlarýyla birlikte adeta kurumsal olarak referans odasý haline dönüþtü. Kente gelen yerli yabancý heyetler ve kurumlar Diyarbakýr Barosu ile görüþmeden ayrýlmadýlar kentten. Barolarýn, odalarýn, sendikalarýn meslek kuruluþlarý olmasý nedeniyle sivil toplum örgütleri olmadýðý bilinmesine raðmen, sivil toplum örgütü kategosrisnde deðerlendirildiler. Çünkü muhalif kimliklerini her fýrsatta dillendiriyorlardý.

Tabii ki bir kurumun bu denli “popüler” olmasý, tercih ediliyor olmasý ve kýsmen de sýradan vatandaþlara göre hukuk “dokunulmazlýðý”na sahipliði beraberinde getirmesi avukatlara siyaset yolunda da bir þans oldu. Öylesine bir þans oldu ki; Dicle Hukuk’a kaydýný yaptýran kendini geleceðin siyasetçisi gibi görmeye baþladý. Bütün bunlar olaðan durumlar elbette. Ve baro yöneticiliðini tercihin artýlarý oldu.

Þimdi Diyarbakýr Barosu önümüzdeki günlerde yeni bir genel kurulun eþiðinde. Baronun üye profiline baktýðýmda dokuzyüze yaklaþmýþ üye sayýsý. Cinsiyet açýsýndan baktýðýmýzda üyelerin yaklaþýk yüzde otuzu kadýn, sayýlarý 250 dolayýnda. Buna raðmen benim bilebildiðim kadarýyla baro tarihinde hiç kadýn baþkan olmamýþ, hatta yönetimde de sayýsal ve niteliksel aðýrlýklarýna göre temsil þanslarý hiç olmamýþ kadýnlarýn. Son on yýl içinde Barýþ ve Demokrasi Partisinde (þimdi HDP) politika yapan Meral Danýþ Beþtaþ baþkanlýða soyunmuþ, kazanamamýþ. Yönetim kurullarýnda bir ya da iki kadýn üye ancak temsil edilir olmuþ.

Kanýmca bu Diyarbakýr ve bölge coðrafyasýnda hem siyaseten hem de toplumsal cinsiyet açýsýndan kadýna bu denli özellik tercihini gündeme getiren bir dönemde Diyarbakýr Barosuna yakýþmýyor. Dýþardan bakýldýðýnda çok erkek egemen bir Diyarbakýr Barosu görüntüsü var. Oysa Kürt siyaseti sadece Türkiye’ye deðil, dünyaya da kadýn üzerinden çok farklý bir tercih sundu. Baþarýlý da oldu hakkýný teslim etmek lazým. Sadece kentin Büyükþehir Belediyesinde deðil, tüm belediyelerinde kadýn ve erkek, kurumlarýný birlikte yönetiyorlar, yani Eþbaþkanlýk kurumu var artýk. Belediyelerin meclislerinde en az yüzde kýrklýk bir “kota” uygulanýyor kadýndan yana. Bunlar devasa kazanýmlar.

Peki, neden kentin hukuk yüzünün yansýdýðý bir kurumda bu olmasýn. Sanýrým bunca haktan hukuktan adaletten ve dahi gözleri baðlý elinde terazisi olan bir kadýn simgesiyle adalet arayan bir toplumda artýk o adaletin kurumuna da kadýn eli deðmeli. Bugüne kadarki bütün baþkanlarý þimdiki de dâhil, arkadaþlarým olan erkek baro baþkanlarý kusura bakmasýnlar ama artýýk yeter!

Kendileri bile isteyerek yapýþtýklarý koltuklarýný lütfen artýk bir kadýn avukata býraksýnlar. Hele o baroya / barolara bir de kadýn eli deðsin bakalým ne olacak. Hem bence sadece kadýnlar deðil, siyasal temsiliyette olduðu gibi fiili bir durum yaratarak baroda da eþbaþkanlýk sistemi hayata geçmeli kadýn baro baþkanýnýn yanýnda bir de erkek eþbaþkan neden olmasýn. Diyarbakýr’a yakýþan da bu olur.

Öðrenebildiðim kadarýyla Diyarbakýr Baro Baþkanlýðýna mevcut baþkan Tahir Elçi yeniden aday. Bir de Feride Laçin Aday. Feride Laçin’i yýllardýr çok yakýndan tanýr, bilirim. Dobralýðý, cesurluðu ve kararlýlýðý ile avukat kimliðine halel getirmemiþ, kente ve coðrafyaya yakýþan bir kadýn aday. Baro baþkanlýðýna adaylýðý, doðrusu pek yakýþmýþ. Onu o koltukta görmek isterim. Bu yazý uzun zamandýr Diyarbakýr Barosu üzerine yazmak istediðim yazýya Feride Laçin’in baro baþkanlýðýna adaylýðý sebebiyle vesile oldu. Umuyor ve diliyorum ki Diyarbakýr Barosu yeni dönemde kadýn temsiliyeti ile toplumsal cinsiyet meselesi açýsýndan da eskikliðini giderir ve bir kadýn baþkaný ( ya da eþbaþkaný) olur. Ve neden bu ilk kadýn temsiliyeti; Feride Laçinle olmasýn! 

 

Þeyhmus DÝKEN

18.10.2014, Diyarbekir

 

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.