Hakikati yitirildiði yerde aramak!

28 Nisan 2013 00:54 / 1100 kez okundu!

 


Þimdi barýþma zamaný demek yeterli deðil. Önce affetmek gerek. Affettirecek giriþimleri fail maðdura hissettirecek, gösterecek ve maðdur da affedecek ki; affetme evresi miadýný tamamlasýn, ardýndan barýþ zamaný gelsin.


Dinler tarihi profesörü ve felsefeci Mircea Eliade der ki; “Bir evin kurulduðu yer, gerçeðin canevidir”. Eðer bir þekilde evinizi, yerinizi yurdunuzu terk etmek zorunda kalýrsanýz hakikatinizi yitirmiþ olursunuz. Ve yitirdiðiniz hakikatinizden dolayý, ulaþamadýðýnýz hakikatiniz yaþadýðýnýz sürece size acý olarak geri döner.

Ýþte, bugün 2013 Nisaný’nda neredeyse aðýz birliði edilmiþcesine hâl yoluna girildiði deklare edilen Kürt / Kürdistan meselesinin Barýþçý yollarla Çözümü Süreci aslýnda bir hakikate parmak basýyor.

Evet, þimdi “barýþma zamaný”. Ýyi de barýþýrken yaþanan onca aðýr travmanýn, ödenen bedellerin üstü neyle örtülecek. Örtülmesi, adeta üzerinde konuþulmadan, geçmiþle hesaplaþýlmadan üzerinin kalýn bir örtüyle örtülmesi hakikati gizleyecek mi, gizlenmeye gayret edilen hakikati yok sayacak mý?

Geçmiþte yaþanan büyük acýlarýn bir ön hazýrlýk süreci yaþanmadan, “Hadi barýþalým” demekle mümkünatý olasý mý? Sanmýyorum.

Evet, barýþ çok büyülü bir kelime. Artýk yoksul halk çocuklarýnýn ana, baba evine cenazelerinin gitmemesi ve o evlerde bir gün çocuklarýnýn cesetleri yerine capcanlý bedenlerinin geleceði rüyasýnýn hakikati çok kýymetli.

Ama bu hülyalý barýþ hakikatinin bir de öncesi olmak zorunda.

Mesela, “Barýþma Zamaný”ndan önce “Affetme Zamaný” gerekmiyor mu?

Elbette gerekiyor.

Fail; yani tekçi, retçi, inkârcý ve asimilasyoncu sistemin; sade Kürtlere deðil, Ermenilere, Asuri-Süryanilere, Keldanilere, Rumlara, Ezidilere, Alevilere karþý onyýllardýr uyguladýðý suçlarýn çetelesi hayli kabarýk ve mutlaka ‘itiraf’ý gerekli. Suç itiraf edilecek bu bir.

Ýtiraf sürecinden sonra mutlaka bir ‘özür’ gelecek / gelmeli. Hem de öyle, böyle sýradan bir özür deðil, ete kemiðe bürünmüþ taraflarýn icabeti ve uluslararasý kamuoyunun tanýklýðý önünde bir kalýcýlýkta özre ihtiyaç var. Bu da iki!

Ýtiraf ve özürden sonra da bütün dünya örneklerinde olduðu gibi ‘telafi’ ve ‘tazmin’ þart…

Devletin sopasýndan, kurþunundan, kýlýcýndan bir þekilde kurtulanlar bilir ancak barýþýn ne denli vazgeçilmez bir gereklilik olduðunu. Ve sahiden Barýþa inananlar ancak kurtarabilecek birbirlerini.

Geçmiþte bölgeye “politik safari” niyetiyle seyahatler yapýp “hele biraz da Diyarbakýr’da Kürt meselesini hasb-ý hâl edelim” deme gafletinden bugün de “hele Diyarbakýr’a gidip hadi gelin barýþalým” deme garipliðinden kurtulmak gerek.

Barýþ, kendi hakikatinin kaybedildiði yerde arandýðý ve bulunmasý, çözüm üretilmesi için gayretler gösterildiði bir somut talepkârlýktýr. Ýhtiyaç sahipleri için de ciddi ihtiyaçtýr.

Dolayýsýyla “Barýþma Zamaný” öncesinde “Ýtiraf-Özür” ve “Tazmin-Telafi” baþlýklarýnýn peþpeþe yürüyeceði “Affetme Zamaný”na ihtiyaç var. Affettirecek giriþimleri fail, maðdura hissettirecek, gösterecek ve maðdur da affedecek ki; affetme evresi miadýný tamamlasýn ve ardýndan barýþ zamaný gelsin.

Yoksa affetme zamaný ile barýþ zamanýnýn birbirine karýþtýðý ve barýþýn adeta bir oldubittiye getirildiði barýþtan kimseye hayýr gelmez.

Hala, “pazarlýk yapmayýz” deniyor. Pazara çýkan meta yok ki pazarlýk yapasýnýz! Kim, neyi alýp satmaya gayret ediyor ki pazar metaý olsun ve pazarlýk edesiniz. Pazarlýk yok, hak teslimiyeti var.

Sýkça “binyýllýk kardeþlik”ten söz ediliyor. Ne kardeþliði! Kardeþlik filan da yok! Sahici kardeþler, talep ve dileklerini pazarlýk konusu yapmazlar. Hakkýn gereðini, insaniyet halleri, vicdan ve hakkaniyetle teslim ederler.

Ayný ana, babadan olmayanlarýn bir tek kardeþliði vardýr, o da “kan kardeþliði”dir. Kan kardeþliði; gönüllü olarak kesilen parmaklardan damlayan kanýn cilt temasýyla birbirine karýþma kardeþliðidir. Eðer kan, düþmanca akýltýlmýþsa o akan ve dökülen kanýn birbirine karýþmasýndan kardeþlik oluþmaz. Olsa olsa kan düþmanlýðý olur.

Ýþte, tam da bu noktada akan ve dökülen kanýn akmasýný durduracak yeni ve sahici dostluða ihtiyaç var.

Bütün bu barýþ ve birlikte yaþama sürecine evrilecek “Affetme/Affedilme Süreci” bu açýdan önemli.

Geçtiðimiz günlerde Diyarbakýr’a gelen akiller heyetine Sur Belediyesi Kýrklar Meclisi Baþkan Vekili ve Demokratik Toplum Kongresi Daimi Meclis Üyesi kimliðimle özet olarak beyan ettiðim düþüncelerimin bir geceyarýsý Brüksel’de otel odasýnda farklý bir ruh haliyle yazdýðým yukarýdaki satýrlarýdýr paylaþtýðým.


Þeyhmus DÝKEN

27.04.2013

Son Güncelleme Tarihi: 28 Nisan 2013 01:06

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.