Hikayesi Olanýn Yazdýklarý
03 Kasým 2018 09:18 / 1374 kez okundu!
Ufkun Öte Yaný; usta bir kadýn yazar, yazar adayý genç asistaný ile usta yazarýn sýrra kadem basan geride býraktýðý büyük sýr metninin izinden mekanlar, insanlar ve her birinin apayrý ama bir yerlerde buluþan hikayeleri...
****
Hikayesi Olanýn Yazdýklarý
Ýrem Uzunhasanoðlu’nun edebiyatýný “Ufkun Öte Yaný”ný okuyuncaya kadar bilmiyordum. Ýlk romaný “Gitme, Gül Yanaklarýn Solar”ý okumamýþtým.
Çerniçevski’nin “Nasýl Yapmalý” dev eserinde muhteþem bir Roman Kahramaný tipi vardýr; Rahmetov.
Rahmetov, gerçek hayatta bir bütün olarak karþýlýðý olabilecek biri gibi yer etmez zihinlerde. Bir bütünün parçalarýndan biri / birkaçý olmakla yetinirsiniz en fazla Rahmetov ile yüzleþince.
Rahmetov’un, yazarlarýn kitaplarýna bakýþý þöyledir: Okur Rahmetov yazarýn önem atfettiði bir kitabýný, sonra bir baþka kitabýný. Ýlkinin aðýrlýðýndaysa ya da onu aþmýþsa ne ala. Deðilse defter kapanmýþtýr.
Ufkun Öte Yaný’ný okuduktan sonra nedense bir anda Rahmetov’u anýmsadým. Ve Ýrem’le Diyarbakýr’daki yoðun yayýn aðacý imzasýndan sonra sohbet ederken bir sonraki romanýný düþündüm.
Bu hep böyledir. Okuyup da okurunda iz býrakan edebiyatçýlarýn sonra yazacaklarý merak edilir.
Ufkun Öte Yaný; usta bir kadýn yazar, yazar adayý genç asistaný ile usta yazarýn sýrra kadem basan geride býraktýðý büyük sýr metninin izinden mekanlar, insanlar ve her birinin apayrý ama bir yerlerde buluþan hikayeleri...
Belleklerinde bin bir insanýn ve bizatihi kendilerinin hikâyelerini taþýyanlarýn anlatýlarýný dinlemek! Dinlerken; acý veren ýstýraplardan beslenmek ya da ýstýrap veren acýlara çare olmak!
Çare olayým derken sýrtýnda olanca varlýðýný taþýyan salyangozun kabuðuna basýp kýrýnca onun derdine yanayým derken kendi “yersiz-yurtsuz”luðunun hüznünü yaþamak!
Ýnsan tekini sarýp sarmalayan kelimelerin gücüne sýðýnayým derken, kulenin en yükseðine týrmanýp, kuyunun en derinine inip ipsiz merdivensiz kalmak! Sonra hepsinden vazgeçip sessizliðin iç ahengine sýðýnmak!
Bütün bunlar yazarýn derdi meramý sanki. Dobra olmayý tercih eden, suya da sabuna da dokunarak yazmayý dert eden bir kalem üzerinden yazmak. Ama yazýlanlar taþa yazýlsýn, kazýlsýn suyla yok olup gitmesin diye.
Sonra ve sonra hikayenin sonunda ortaya çýkan bir çareci kadýn, Sula Ana konuþur ve konuþtuklarýdýr artýk ardakalan.
Ýnsan; birinden, bir yerlerden gider de! Aklý kalýr, ruhu kalýr, caný kalýr, nefesi kalýr, gecesi-gündüzü demi kalýr ezcümle sözü kalýr ya ardýnda! Ve dahi teninin kokusu...
Ýþte sanki bunun romanýný yazmýþ Ýrem Uzunhasanoðlu Ufkun Öte Yanýnda. Ne yolcu, ne de hancý! Hiç biri olamamýþlýðýn acýsýný hep içlerinde taþýmýþ olanlarýn romanýný geride nesi kalmýþlýðý...
Ýç karartýcý tuhaf zamanlarý yaþayanlarýn dile getirip sonra hýzla dilden düþürdükleri çekip gitmelerin aslýnda gidememe, hep kalma hallerinin edebiyata deðen yüzü...
Çerniçevski’nin Rahmetov’unu unuttuk sanýlmasýn. Ufkun Öte Yaný’nda ne var bekleyip göreceðiz...
*Ufkun Öte Yaný, Ýrem Uzunhasanoðlu, Ýthaki Yayýnlarý, 2018
Þeyhmus DÝKEN
03.11.2018, Diyarbekir
Son Güncelleme Tarihi: 06 Kasým 2018 11:28