Muktedirin dili ve davranýþý üzerine

14 Aralýk 2013 01:01 / 1128 kez okundu!

 

 

Eðer Barýþ ve Demokratik Çözüm Süreci’nden söz edeceksek bunun yolu Balbay’la benzer durumda olan tutsaklar için ayný “gecikmiþ adalet”in tecellisini ýsrarla talep etmek olmalýydý.

 

Geçtiðimiz hafta sonu (8.12.2013) uzun yýllar Almanya’da bir siyasi sürgün olarak yaþadýktan sonra ülkesine dönen ve memleketinde, Diyarbakýr’ýn Lice ilçesinin bir köyünde evini yeniden yapýp yerleþen dostum, arkadaþým Zerruk Vakýfahmetoðlu’na iki arkadaþýmla bir ziyaret yaptýk.

Zerruk’un köyüne gitmiþken Lice çarþýsýnda da bir tur atýp yoksul bir kahvehanede odun sobasýnýn baþýnda demli çaylar içip hemþehri muhabbetini de eksik etmedik.

Akþamüzeri Diyarbakýr’a dönüþ yolunda henüz Lice’den ayrýlmýþtýk ki; park halindeki araç konvoyunun son halkasýna eklemlendik. Kýsa bir süre sonra ön sýralardan kopup geri dönen araçtakiler, yolun trafiðe kaza ya da baþka bir nedenle kapatýldýðýný uzun süre de açýlmayacaðýný ifade edince geri dönüp kýsmen daha uzun olan Hanî yolundan Diyarbakýr’a döndük.

Akþam haberlerinde Lice yolunda gerillanýn yolu kestiðini ve rütbeli dört askeri alýkoyduðunu öðrendik. Son günlerde Yüksekova’da yaþatýlan devlet terörüne bir “uyarý” eylemi olduðuna vurgu yapýyordu haber. Buraya kadarý rutin ve bölge gerçekleriydi.

Asýl önemlisi dört askerin gerillalarca alýkonulmasý üzerine baþbakanýn açýklamasýydý.

Kýsa ve özetle þöyle diyordu Baþbakan Recep Tayyip Erdoðan “Býrakýlacaklarýný umuyorum”. Evet, üzerinden 24 saat geçmeden Barýþ ve Demokrasi Partisi yetkililerinin aracýlýðýyla askerler serbest býrakýlmýþtý.

Daha önceleri benzer durumlarda “Devlet eþkýya ile pazarlýk yapmaz. Ýnlerinde boðup, askerlerimizi kurtarýrýz” diyen muktedir. Bu kez gayet mutedil ve kýrmayan dökmeyen bir dille “muhatabýna” hitap ediyor ve diðer yakadan da uygun üslupla karþýlýðýný alýyordu.

Doðrusu buydu diye düþünüyorum. Adýna “Demokratik Barýþçý Çözüm Süreci” denilen yol yürüyüþü galiba böyle bir “dil” üzerinde ýsrarý zorunlu kýlýyor(du).

Tam da böylesine karþýlýklý diplomatik yol “kazalarý”nýn sükûnetle aþýldýðýnýn gündeme düþtüðü esnada bir baþka davranýþ örneði hukuk cephesinden orta yere küt diye düþtü.

Dört yýl dokuz aydýr mahpusta olan Cumhuriyet Halk Partili ve “Ergenekon” tutuklusu vekil Gazeteci Mustafa Balbay Anayasa Mahkemesi’nin kararýyla tahliye ediliyordu. Bu tahliye birçok kesim tarafýndan adeta demokrasinin kazanýmý gibi lanse ediliyordu. Üstelik “garip ve tuhaf” bir rastlantý olmalý ki tam da 10 Aralýk Ýnsan Haklarý Günü’ne denk geliyordu. Mustafa Balbay’ýn tahliyesi ve Meclis’te “gecikmiþ (vekalet) yemini”.

Elbette gazeteci Mustafa Balbay’ýn serbest býrakýlmasý sevindirici. Ama nedense bu tahliyeye sevinen ve alkýþ tutanlar; benzer durumda olan diðer vekil tutuklularý, hatta seçilmiþ siyasi tutsaklarý unutuyor ve onlardan hiç söz etmiyorlardý.

Eðer Barýþ ve Demokratik Çözüm Süreci’nden söz edecek ve sürecin hakkaniyetle yürütülmesinden yana önyargýlarý bertaraf edecek bir beklenti içinde olacaksak! Bunun yolu benzer durumda olan tutsaklar için ayný “gecikmiþ adalet”in tecellisini ýsrarla talep etmek durumunda olmalýydý.

Yoksa o adaletin terazisi “adil” olmaz. Aksine tartýþýlýyor olur.

Öngörülerim beni yanýltmýyorsa seçim sathý mailine girdiðimiz son düzlükte; iktidar halkýn yükselen sesini dikkate alýp mahpustaki tutsak siyasetçiler için siyaseten göze alamadýðý riski, hukuk üzerinden gerçekleþtirir.

 

Þeyhmus DÝKEN

14.12.2013

 

Son Güncelleme Tarihi: 14 Aralýk 2013 01:20

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.