Roboski; bin günün ýssýzlýðý!

03 Ocak 2015 16:02 / 774 kez okundu!

 

 

Katliamýn üzerinden üç yýl geçti, tam 1096 gün. Çaresiz, sessiz, sahipsiz, sýnýrsýz ve genç ölülerle geçen bin koca gün ve gece.

 

Geriye dönüp baktýðýmýzda Roboski’de yaþanan / yaþatýlan felaketin üzerinden tam 1096 gün geçmiþ oluyor. Ve ne acýdýr ki hâla suskunluk sürüyor. Hâla “Operasyon hatasý” ifadesinden öteye geçilmiþ deðil.

Türkiye Cumhuriyeti’nin þimdiki “Milli Misak” sýnýrlarýnýn doðu ve güneyinin öte yakasýndaki Irak, Ýran ve Suriye topraklarýnda yaþayanlarla, Türkiye’dekiler ayný dili Kürtçe’yi konuþup, ayný kültüre mensup ve aidiyetleri de Kürt olduklarý halde; 90 sene evvel tecelli eden cumhuriyetle birlikte birbirlerinden ayrý düþmek durumunda kalmýþlar. 

Telaffuz edilen cumhuriyet modernitesi ne gündelik hayatta, ne de toplumsal refahta tecelli edememiþ / etmemiþ. Feodal ruh olanca aðýrlýðýyla gücünü cumhuriyet boyunca korumuþ. Aslýnda korumaktan öte “korunmasý” için devlet ve iktidar gücüyle gayret gösterilmiþ.

“Sýnýr ticareti” adý konulan bilumum “kaçakçýlýk” bütün asker sivil bürokrasinin resmen deðil ama bilinen ve gýyaben bilgisi dâhilinde, hatta halk telaffuzuyla “hisseden pay almayla” bugüne dek süregelmiþ.

Adý kaçak çay, sigara, þeker, mazot gibi “masum” ürünlerin yanýnda; silah ve uyuþturucu kaçakçýlýðýnda da farklý boyutlarda yýllar yýlý yaþanmýþ, yaþatýlmýþ.

Ýki denk yatak ve somya ile bölgeye gelen “kamu görevlisi subaþýndakilerin”, birkaç yýllýk “doðu mecburi hizmeti” sonrasýnda “dünyalýklarýný” saðlayarak batýya avdet ettikleri çokça hikâye edilenlerden. Hatta hikâye ne kelime herkeslerin malumu…

1943’teki 33 Kürt köylüsünün Mustafa Muðlalý Paþa tarafýndan Van’ýn Özalp ilçesinde katli ve tarihe “33 Kurþun ve Muðlalý Vakasý” olarak geçmesi cumhuriyetin kara bir lekesiydi.

Dördüncü yýlýna girdiðimiz ve herkeslerin malumu olan tarihe not düþülecek bir baþka büyük katliam vicdanlarda derin yaralar açtý, açmayý sürdürüyor.

Çoðunluðu genç, hatta çocuk ve ayný aileden, ayný köyden olan 34 Roboski’li Þýrnak köylüsü, kiþi baþýna 30 ile 50 lira arasýnda kazanacaklarý bir bedel için yaptýklarý sýnýr ötesi “kaçakçýlýk” denilen aslýnda ticaretin bedelini resmi yetkililerin aðzýyla “Operasyon Hatasý” þeklinde parçalatýlarak canlarýyla ödediler.

Þairin kelamýnca pasaporta ýsýnmamýþtý içleri. Suni sýnýrýn öte yakasý da kendilerinindi. Ýþte buydu katledilmelerine sebep suçlarý.

Katliamýn üzerinden üç yýl geçti, tam 1096 gün. Çaresiz, sessiz, sahipsiz, sýnýrsýz ve genç ölülerle geçen Bin koca gün ve gece.

Bu utanç bu tuhaf ülkeye yeter de artar bile. Utancýnla kirlen ve yunmadan yýkanmadan öl ey muktedir. Bu ayýp sana yeter… 

Lanet olsun bu acýyý yaþatanlara / bu acýyý yaþamayý yoksul ve fukara halka reva görenlere.

 

Þeyhmus DÝKEN

27.12.2014, Diyarbekir

 

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.