Sahi, tuz kokarsa kime þikâyet etmeli!

26 Ocak 2013 02:06 / 3292 kez okundu!

 


Ýnsana deðen noktalarda devlet adýna güç ve otorite kullananlara devletin gücü deðmiyorsa onlar sistemin devasa gücünü kullanarak güçlerine güç katýyorsa istediðiniz kadar sorunlarý siyasal manada çözmek için büyük laflar edin, anlamý olmuyor.


2013'ün ilk ayýnýn elbette siyasal manada en önemli "umudu" Abdullah Öcalan'la yapýlan görüþmelerden sonra barýþ ve müzakere sürecinin yeniden baþlamasý heyecaný ve bu umut verici geliþmenin önünü kesmeye isteklilerin PKK'li üç Kürt kadýn siyasetçinin gaddarca katledilmesi idi.

Ama bu genel ve kamuoyunca aþikâr ayan beyan geliþmelerin gerisinde kalan ve kimilerince eski tabirle gazetelerin üçüncü sayfasýna malzeme olacak aþaðýda paylaþacaðým iki haberin okumasýnýn yeterince yapýlmadýðýna ve bunlar üzerinden bir perspektif oturtulmasý gerektiðini düþünüyorum.

Haberlerden ilki þu: Van'ýn Baþkale ilçesinden Ankara'ya gitmek üzere bir araç görevlendirilir. "Adli Emanet deposundaki uyuþturucu numunelerinin Ankara'ya sevki" amaçlýdýr aracýn tahsisi. Araç yol güzergâhýnda Kýrþehir civarýnda arýza yapar. Servise gitmek durumunda kalýr araçtakiler. Dikkatli servis görevlilerinin polisi haberdar etmeleri üzerine aracýn bagajýnda uyuþturucu numunelerinin dýþýnda paketlenmiþ vaziyette fazladan uyuþturucuya rastlanýr. Araçta bir hâkim, bir savcý, bir jandarma uzman çavuþ, bir yazý iþleri müdürü ve bir þoför vardýr. Haberin takibini yapan basýn mensuplarýnýn yazdýklarýna göre hâkim ve savcýnýn sonradan "seminer görevi" nedeniyle Ankara'ya gittiklerini beyan etmeleri, hatta ayný ekip içinde görevli olduklarýný dile getiren "sonradan düzenlenmiþ" evraklara raðmen olayýn vahameti dikkatli bir yargý görevlisinin hassasiyetiyle yargý sürecine intikal eder.

Ýkinci haber ise Diyarbakýr'dan: Gecenin geç bir vakti Dicle Üniversitesinin bir bölümünde yatan hastalarýnýn ziyaretine ikisi kadýn, biri polis, diðeri de uzman çavuþ dört kiþi gider. 84 yaþýndaki yakýnlarýnýn odasýnda görevli hemþirenin, hastanýn saðlýðý açýsýndan ziyaretin olumlu sonuç doðurmayacaðý uyarýsý üzerine, hemþireyi beyin travmasý geçirecek kadar saçlarýndan sürüyerek dövmeleri ve güvenliðe haber verilmesi sesleri üzerine "çaðýrýn bakalým, biz de polis ve askeriz, güvenlik biziz" diyerek alenen gözdaðý vermeleri.

Aslýnda iki olay da çýplak haliyle Kürt coðrafyasýndaki otuz yýllýk travmatik halin gündelik hayata, sokaða yansýyan yüzünün çýplak görüntüsü.

Evet, kesindir ve doðrudur. Kürt Sorununun siyasal, toplumsal, ekonomik, kültürel boyutlarýyla çözümüne ihtiyaç duyulan acil müzakere ve müdahale hali vardýr. Bu üzerinde mutabakata varýlmýþ bir ruh halidir. Ama bir baþka reel hal de vardýr ki; "mesele"den kaynaklý, gündelik hayatýn bölgede görev yapan kamu görevlilerinin "vahþi düzen"inin sür(dürül)mesinden kaynaklý etik deðerleri hiçe sayarcasýna demokratik düzende suç sayýlan "iþ"leri meþru imiþ gibi varsaymalarý, yaþamalarý, yaþatmalarý meselesidir. Hatta bu yasal olmayan ama alýþýlmýþ yaratýlmýþ meþruiyeti doðalmýþ gibi sürdürmekte ýsrarlarý! Ýþte meselenin bam teli sanýrým burasý.

Bu sebeple yýllar evvel bir Kürt bilgesi Ankara'dan her "þefkat" sözü dillendirildiðinde çok haklý olarak diyordu ki; "Ankara'nýn þefkat söyleminin zerre kadar anlamý yok. Mesele Diyarbakýr'ýn, Batman'ýn, Hakkâri'nin sokaðýndaki kamu görevlisinin davranýþýdýr. Eðer o kamu görevlisi seni kucaklayayým diye kaburganý kýrýyor kafaný gözünü yarýyor hatta yok ediyor ve hakkýnda da hiçbir iþlem yapýlmýyorsa! Edilen sözlerin Ankara garýndan öte kýymeti harbiyesi yoktur."

"Þeytan, ayrýntýda gizlidir" diye bir tabir var. Eðer gündelik hayatta insana deðen noktalarda devlet adýna güç ve otorite kullananlara devletin gücü deðmiyorsa onlar sistemin devasa gücünü kullanarak þahsi ve grup güçlerine güç katýyorsa siz istediðiniz kadar sorunlarý siyasal manada çözmek için büyük laflar edin, muhteþem yasalar çýkardýðýnýzý dillendirin, anlamý olmuyor. Uyuþturucu ticareti, ya da gasp, çete örgütlemek, herkesin gözü önünde devletin verdiði yetkiyi adeta gasp edercesine insan darp etmek eylemleri sýradan ve "olabilirliði olan vakalar" gibi insan teki tarafýndan kabul görüyorsa asýl tehlike ordadýr. Çözülme ve kokuþmuþluk ordadýr. Belki aslý oradan müdahale etmek ve baþlamak en doðrusudur.


Þeyhmus DÝKEN

26.01.2013

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.