Sizler, 'kaybedilmek' nedir bilir misiniz?
13 Aralýk 2014 15:18 / 991 kez okundu!
Kimi kez cumartesi günleri öðlen saatlerinde hýzla geçiyorsunuz yanlarýndan. Hatta belki farkýnda olmadan! “Yine toplanmýþlar” deyip içinizden geçirerek. “Birazdan polis gelip hepsini daðýtacak iþte” der gibi.
500 küsur haftadýr Ýstanbul, Ýstiklâl Caddesi Galatasaray Lisesi önünde kar, kýþ, yaðmur çamur, soðuk ayaz; güneþ sýcak demeden toplanýyorlar, orada kayýplarýn yakýnlarý.
300 haftaya yakýndýr, Amed’de, ya da bilmem kaç haftadýr; Cizre’de, Batman’da ve dahi baþka yerlerde þehirlerinin bir meydanýnda toplanýyorlar kaybedilenlerin yakýnlarý.
Kimi kez cumartesi günleri öðlen saatlerinde hýzla geçiyorsunuz yanlarýndan. Hatta belki farkýnda olmadan! “Yine toplanmýþlar” deyip içinizden geçirerek. “Birazdan polis gelip hepsini daðýtacak iþte” der gibi.
Biliyorlar, gözlerinizin içine bakýyorlar ve toplanýyorlar. Ama siz hýzla geçip kalabalýða karýþýp, baþýnýzý önünüze eðip kaçýyorsunuz gerçeklerden ve onlardan…
Hani güpegündüz avucunun içinde yanan bir mumla þehrin sokaklarýnda, kalabalýklar içinde gezinen ve etrafýna bakýnan derviþe sormuþlar ya “nedir bu hâl” diye! Yanýtlamýþ; “Ýnsan arýyorum, insan”.
17 bin insan kayýp. Dile kolay; 17 bin…
Ýnsan Haklarý Haftasý nedeniyle Amed Büyükþehir Belediyesi’nin sergi salonunda Gözaltýnda Kayýplar Sergisi açýldý. Serginin Sorumlusu Mehmet Özer davudi sesiyle þiirini okur, sergiyi anlatýrken bir afiþin önünde erken yaþlanmýþ bir ana evladýnýn fotoðrafýna elini sürüp aðlýyordu. Yirmi sene önce kaybedilmiþ oðlunun fotoðraf karesindeki yüzünü okþuyordu.
Bizler, evet evet bizler kaybedilmenin ne olduðunu çok iyi biliyoruz. Tanýðýyýz ve maðduruyuz diyor ve diyorlardý.
Ýþte onlar; ana, bacý, abi, kardeþ; kaybedilmiþ “insanlarý”ný arýyorlar.
Aradan uzun yýllar geçse de o “kirli savaþ”ýn kaybettirdiði yakýnlarýný arýyor, yollarýný gözlüyorlar.
Ya bir sokak lambasýnýn büyüttüðü gölgeden, siluetten iz sürerek!
Ya da ülkenin bir coðrafyasýnda yeni bulunmuþ bir toplu mezardaki kemiklerin dna’sýnýn haber takibini yaparak.
Onlar bu acýyý bu arayýþý çok iyi biliyorlar.
Çünkü yakýnlarýný ararken; zamanýn olanca yýpratýcýlýðýna karþý; direnerek, bilenerek, durmadan pençe atýlan pabuçlarýný bir daha giyerek, ak tülbentlerini bir simge sayýp baþlarýna, boyunlarýna dolayarak bir umut için yollara düþtüler.
Çünkü onlar bu yara’nýn maðduru…
Gözaltýnda Kayýplar Sergisi üç dilli. Þimdiye kadar alýþýldýðý üzre üçüncü dil Ýngilizce deðil. Kürtçe’nin, Türkçe’nin yanýnda Ermenice.
Çünkü kaybedilenlerin, yok edilenlerin içinde 1915’in Ýstanbul-Çankýrý sürgün kafilesinde kaybedilen Ermeni Aydýnlarý da var. Ve coðrafyanýn Kürt, Türk bütün kimlikleri…
Bir gün tarih yeniden yazýlýrken, egemenlerin diliyle deðil ama! Maðdurlarýn, mazlumlarýn diliyle tarih yeniden yazýlýrken!
Bir gün döneceðine inanmak ve bu inancý diri tutmak için evladýnýn sofrada oturduðu yere bir tabak daha/ evet bir tabak daha koyarak kaybedildiðini kabul etmeyen ana’nýn hikâyesini yazacak muhalif ve direnen tarih.
Kendi adýný ve evladýnýn adýný yazýp okuyabilmek için ellisinden sonra yazmayý, okumayý öðrenenin yaþadýklarýný yazacak muhalif tarih.
Ya da yetmeyince kendi anadiliyle yazmak hikâyesini, ayný acýlarý yaþayan kardeþ dilini / ellisinden sonra öðrenilmiþ kardeþ dilinde acý nasýl paylaþýlýrýn hikâyesini yazacak direnenlerin tarihi.
Onlar; gün ortasýnda ellerinde yanýk mumlarla “insan” arayanlar bu acýyý çok iyi biliyorlar.
Kayýplarý, kaybedilenleri dönene kadar sürdürmeye kararlýlar.
Peki, sizler, evet evet sizler farkýnda mýsýnýz?
Þeyhmus DÝKEN
13.12.2014, Diyarbekir
Son Güncelleme Tarihi: 23 Aralýk 2014 22:03