Söz Deyince!

27 Ocak 2018 08:08 / 893 kez okundu!

 

 

Ýþte! Tam da böylesi "Tuhaf zamanlar"da; kelimenin tam anlamýyla hükmünü yitirmiþ kelimelerle "dil dökmek" ya da çok konuþmak, sanki onca meramý derdi "eksik anlatmak"tan daha ürkütücü mü, ne!

 

*****

 

Ýnsanýn söyleyecek çokça sözünün olduðunun farkýnda olmasý, ama söyleyeceklerini ifadede bedenine, ruhuna kendine ket vurmasý ne zormuþ meðer.

Hem de bunun sýnýrlý ve seçili bir zaman dilimine hapsedilerek deðil! Ucu açýk zamana yayýlarak belirsizliðe mahkûm olmasý!
Sözünü söylemeye yekinmeye cesaret ettiðinde ise, kelimeler konusunda hayli "seçici" davranmak zorunda kalmasý, hatta buna kendini zorlamasý ne acý!

Kelimeleri yanyana yerleþtirip kâðýda kaleme ya da modern zamanlarýn aleti ile klavyeye dökmeye yeltendiðinde aslýnda o kelimelerin kendi kelimeleri olmadýðýný fark etmesi!

Seçtiði kelimelerin kifayetsiz kaldýðýný görmesi!

Yetkin kelimelerin zihninde at koþturduðunu "beni de yaz" derken, onlarýn kullanýmý halinde akýbetinin iyi gelmeyebileceðinin ruh hâlinin hemhalliðinin olanca yaþanýlýr halleri!

Baþka, bambaþka bir "DÝL" gerekiyor belki!

 

Ötekileþtirilen insana, insanlýða dair kötücül hallerin kudretini zalimliðini olaðanlaþtýran baskýn muktedir dile karþýlýk; kurbanlaþtýrýlan mazlumun trajedisini dillendirebilecek yepyeni bir "Dil" belki!

Ýþte! Tam da böylesi "Tuhaf zamanlar"da; kelimenin tam anlamýyla hükmünü yitirmiþ kelimelerle "dil dökmek" ya da çok konuþmak, sanki onca meramý derdi "eksik anlatmak"tan daha ürkütücü mü, ne!

Ýnsan tekini derinden etkileyenin, kendi içine döndürenin, illa ki fiili olarak yaþanan hâlin doðrudan maðduru olmasý gerekmeyebilir.

Bütün mesele bu maðduriyetler üzerinden kendi ya da yakýnýnda tanýk olduklarýnýn geçmiþinin, kendinden sonrakilerin geleceði olmamasý için çaba sanki!

Bu sebeple; bugünden yarýna "unutmak" geçmiþte ya da an itibariyle yaþananlar adýna kaba tabiriyle utançtýr ilelebet...

Ýçinde hayatlarýn film þeridi gibi akýp geçtiði bir eski yapýnýn, onca yaþanmýþlýðýnýn hiçbir yerinde yer almamýþ birilerinin iki dudaðý arasýndan çýkmýþ bir cümleyle tar û mar edilmesi!

Ya da adýna insan denen "eþref-i mahlukat"ýn "dilce susup / bedence konuþulan bir çaðda / biliyorum kolay anlaþýlmayacak..."* var iken, yoklar kervanýna dâhil edilmesi!

Adý, saný unutulmuþ; þecereden düþürülmüþ ölümlerin sanki hiç yaþamamýþ gibi sayýlmasý! Onlarý en kaba tabiriyle bir kez daha öldürmekle eþanlamlý deðil midir?

Ne acý, ne acý ve ne zor...

Dün susmuþ olanlarýn geçmiþinden ve geleneðinden geliyoruz...

Belki de hep suskun kalmýþ / kalacak olanlarýn farkýnda olunduðu bir tuhaf gelenekten geliyoruz.

Zor olan, sonsuza dek sürmeyeceði bilinen cehennemi anbean yaþamak...

Çünkü; "budur / iþte bir daha korkmamak için korkmaz görünen / korku"*

Not: Bu metni bu hafta içinde okuduðum Koridor yayýnlarýnda çýkmýþ olan Elie Wiesel'in Gece kitabýnýn izleði ve bende yarattýðý ruh hâli üzerinden yazdým...

*Ýsmet Özel, amentu þiirinden...

 

Þeyhmus DÝKEN

27.01.2018, Diyarbekir

 

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.