'Terörist' diyene 'dudak deðmez' uygulamasý!

21 Ocak 2013 01:29 / 1068 kez okundu!

 


Mandela beyaz ýrkçýlara karþý mücadelesinde muhatap alýnýrken hiç “Robben adasý” acaba ne diyor, denmedi. Mandela’nýn adý telaffuz edildi. Oysa Türkiye’de muhatabýn adý nedense hep “Ýmralý”… Sizce de bu garip deðil mi?


Güney Afrika'daki ýrkçý pretoria rejimine karþý; "Mücadele benim hayatýmdýr. Hayatýmýn sonuna kadar siyahlarýn baðýmsýzlýðý için mücadelemi sürdüreceðim" diyen ve halkýnýn kendisine taktýðý "Madiba" lakabýyla anýlan Nelson Mandela 27 yýl hapis kaldý Robben (Fok) Adasýnda...

Siyahi hareketin dünyaya model mücadelecisi Mandela'ya baktýðýmýzda, dünyanýn diðer coðrafyalarýnda, Kürtler dahil haklarý için mücadele eden halklar ve önderleri ile ilgili paralellikler kurmak sürpriz deðil...

Sürpriz deðil de! Asýl þaþýrtýcý olan dile yansýyan kirlilik.

Örneðin Mandela'nýn siyahi halkýnýn mücadelesi için beyaz ýrkçýlara karþý mücadelesinde muhatap alýnýrken "Robben adasý" acaba ne diyor, denmedi. Mandela'nýn adý telaffuz edildi.

Oysa bugün Adalet ve Kalkýnma Partisi'nin her düzeyde sorumlularýndan tutun Baþbakan'a varýncaya kadar, ana muhalefet Cumhuriyet Halk Partisi ve yaygýn medyanýn, hatta televizyon kanallarýnda sýkça görüp izlediðimiz stratejistlere varýncaya kadar; muhatabýn adý nedense hep "Ýmralý"...

Sizce de bu garip deðil mi?

Düne kadar "Ýmralý canisi", "Bebek katili", "Teröristbaþý" gibi ifadelerle adeta kin ve öfke kusarcasýna Abdullah Öcalan için telaffuz edilen kavramsal hakaretamiz ifadeler, bugün yerini yine Öcalan'ýn adýný telaffuz etmeden bir mekansal coðrafyayý ifade eden ama orada tutsak olarak 13 yýldýr tutulan þahsiyet kastedilerek "Ýmralý" kavramsallýðýna kilitlenildi.

Aslýnda bu dil, hazýmsýz ve tahammülsüz bir "küçümsemenin" dilidir.

Kaba ve aþaðýlayýcý bir dildir.

Hazýr bu denli yaygýn sahiplenilmeyle "Barýþ" söylemi geliþtirilmeye çalýþýlýrken dil üzerinden ciddi bir çaba içerisine girilmeye acil gereksinim var.

Yeni bir dil, farkýndalýk hissettiren bir dil, ötekileþtirmeyen bir dil, egemenlik çaðrýþtýrmayan bir dil, eþitçi bir dil, kelimelerin ve kavramlarýn insanlarýn kabuk baðlamýþ yaralarýný kanatmayan aksine saðaltmaya gayret eden yeni bir dile ihtiyaç var.

Paris'te hunharca katledilen ve büyük bir vakarla, Amed'de Kürt halký ve dostlarý yüzbinlerin katýlýmýyla þehirlerine naaþlarý uðurlanan üç Kürt siyasetçi kadýnýndan biri Sakine Cansýz üzerine bir televizyon kanalýnda konuþurken "öldürülen Kürt Hanýmefendi" diye çok insani ve içten bir ifade kullandý akademisyen Profesör Fuat Keyman. Ýzlerken iþte barýþ sürecinin dili bu olmalý, bravo sevgili Keyman dedim kendime yüksek sesle... Gerilla ve Diyarbakýr beþ nolu'nun iþkencehanesinden direniþiyle geçerek katledilmiþ bir Kürt kadýn siyasetçisine "hanýmefendi" deme erdemidir temiz siyasetin ve barýþýn dili...

Çok mu zor? Elbette deðil. Kýzýlderililer der ki; "En uzun seyahat ilk adýmla baþlar". Dil üzerinden ilk adým, barýþa açýlan yola döþenecek düzgün kaldýrým taþý olmaya uygundur.

Hemen bugünden milyonlarca Kürdü ve dostlarýný yaralayan "terörist, teröristbaþý, bebek katili / katilleri, Ýmralý canisi" gibi kavramlarý artýk kötü "aþýk atýþmasý"na benzeyen kaba siyasetçi dilinden azade kýlarak, temiz siyasetin muhatapçý diline dönüþtürmek gerekiyor. Bu karþýlýklý güven için atýlacak ilk adýmdýr.

Zor bir yöntemdir, örneklerini izlemiþimdir, ama haylaz ve küfürbaz çocuklara anne uyarýsý olan "Diline biber sürerim"e benzerliði nedeniyle denenebilecek bir örnektir "lebdeðmez" yöntemi...

Aþýklar sazlarýyla cemaat önünde atýþma yaparken leb-dudakdeðmez yöntemiyle iki dudaklarýnýn arasýna iki ucu sivri, iðne benzeri kürdan uzunluðunda bir çubuk koyarlar. Ýçinde bazý harflerin hiç kullanýlmamasý gereken uyaklý sözlerle sazlarýný çalýp atýþýrlar. Ýþte siyasetçiler de þekli olarak böyle olmasa da, acaba içten gelen bir çabayla yeni dönemin algýsal hali üzerinden böyle bir yöntem geliþtiremezler mi?

Terörist yerine gerilla deseler, Ýmralý yerine hadi "Sayýn" demelerinden vazgeçtik Öcalan deseler...

Ýnanýn bu bile birçok halde durumu kolaylaþtýracak ve ortak bir dil oluþturulmasýna ortam hazýrlayacak bir çaba gibi algýlanacak...

Sevgili Dostlar;
19 Ocak 2013 cumartesi saat 17.30'da Ýzmir Konak Belediyesi Türkan Saylan Kültür Merkezi Nevzat Benal salonu
22 Ocak 2013 Salý 19.00-21.00 saatleri arasýnda Mardin Leylan Kafe
23 Ocak 2013 Çarþamba saat 19.00'da Diyarbakýr Mona Kafe'de
Udi Yervantla birlikte "Ula Fýlle Hoþ Geldin" kitabým üzerine söyleþi, imza ve dinletimizden haberiniz olsun...


Þeyhmus DÝKEN


19.01.2013

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.