Þu kadýnlarýn adýný bir yana yazýn - Ertuðrul Özkök
15 Ocak 2010 23:32
ÞU kadýnlarýn adýný bir tarafa yazýn.
Çünkü önümüzdeki yýllarda onlarý epey konuþacaðýz.
* Sibel Eraslan. Vakit Gazetesi yazarý.
* Nihal Bengisu Karaca. Habertürk Gazetesi yazarý.
* Ayþe Böhürler. Yeni Þafak Gazetesi yazarý.
* Özlem Albayrak. Yeni Þafak Gazetesi yazarý.
Evet bu kadýnlarýn adýný bir kenara yazýn.
Çünkü bu kadýnlar, hem siyasette hem medyada asýl deðiþimin pioneer’leri.
Kendini demokrat zannedip, giderek maçolaþan yeni erkek iktidarýna meydan okuyan kadýnlar onlar.
Dördü de türbanlý.
Erkeklerin bir bölümü, cemaatlerinin “zaptiyesi” haline dönüþür, öteki bölümü de bu zaptiyelerin korkusuyla cemaat bunkerlerinden parmaklarýnýn ucunu dahi çýkarmaya korkarken, bu kadýnlar meydan okuyor.
Hem de kime mi?
Kýrýlmasý en güç iktidara.
Ýster dini, ister siyasi, þu veya bu cemaatin erkek egemen ikitidarýna meydan okuyorlar.
Erkekler ayný notayý üfleyen borazana dönüþürken, bu kadýnlar “One minute” diye ayaða kalkýyorlar.
Ne yaptý bu kadýnlar?
Çok basit. Ýtiraz ettiler.
28 Þubat günlerinde kendilerine destek çýkan bir kadýn arkadaþlarýna karþý yürütülen neredeyse terörist bir kampanyaya karþý seslerini yükselttiler.
“Býrakýn istediðini söylesin” dediler.
Nuray Mert, “Bu ülkede tek parti iktidarýna gidiþ var” dedi.
Kafalarýndaki fevkalade þahsi demokrasi doktrini bir anda kâðýttan kaplana, kumdan kaleye dönüþen erkek cemaati ayaklandý.
* * *
Hepsi demokrat ya, kendi neseplerine uygun taarruza baþladýlar.
Haklýlar da.
Çünkü hepsi eski taktisyen, eski doktrin ustasý.
Çok iyi biliyor ki, kadýn tehlikelidir.
Vurdu mu, devirir.
Çaktý mý, yýkar.
O yüzden, ayný notadan, kalýn do’dan topyekûn taarruz baþladý.
O kelli felli demokrat arkadaþlarýmýzýn maço mostralarý birden sýrýttý.
Hakikatin sureti bir anda aynaya aksetti.
Çok þefli, tek sesli koro bir anda nakarata baþladý.
Ama tabloya bakýn.
Sesini yükselten kadýn, türbansýz.
Saldýran erkek takýmý tabansýz.
Sesini yükselten kadýný savunanlar ise türbanlý.
Ýþte deðiþen Türkiye’nin umut vaat eden yaný budur.
Tek parti iktidarýný da, sivil otoriter rejimi de, kadýný evine kapatmak isteyen maço ruhunu da bu sesler bastýracak.
Artýk ben de kabul ediyorum.
Türbanlý kadýn evden çýktý.
Ele avuca sýðmaz kadýnlar sokaða indi.
Türbanlý türbansýz el ele verdi.
Kendini yeni iktidar zanneden eski maçolar, kendileri gibi düþünmeyen gazetecileri susturduklarýný zannettikleri an, zafer þerbetini yudumlayamadan, hiç beklemedikleri bir anda tarumar oldular.
* * *
Çare yok, artýk kimse mani olamaz.
Ok yaydan çýktý.
Türkiye Ergenekon’daki çeteleþmeyi tartýþacak.
Çeteleri temizleyecek.
Ama Ergenekon davasýnýn kanunsuzluklarýný da tartýþacak.
O kanunsuzluklarý da temizleyecek
Kurunun yanýnda yaþýn yanmasýna da izin vermeyecek.
Hedefe varmak için her yolu mubah görüyorsa, baðnazla çirkin bir ittifaka giriyorsa, deþifre edilecek.
Türkiye askeri kýþlasýna sokacak.
Ama polisinin de yeni silahlý vasi haline gelmesine izin vermeyecek.
Kanunsuz telefon dinlemelerini önleyecek.
Basýn özgürlüðünü de tartýþacak.
Ey o kendini demokrat sanan eski devrimciler...
Artýk siz statükonun kendisi haline geliyorsunuz.
Bu sonradan görme haliniz, bu kibriniz, bu iktidar oburluðunuz artýk sýrýtýyor; paçalarýnýzdan akýyor.
* * *
Benim durum da parlak deðil.
Ben de eski bir genel yayýn yönetmeni olarak hayýflanýyorum.
Demek ki, türbanlý bir kadýn yazar da keþfedebilirmiþim.
Yuh olsun bana.
Ýþte ben de onu ýskalamýþým.
Hurriyet.com.tr