Takvim sıkışık olmasa da adaylar yine hep aynı - Deniz Sipahi
06 Mayıs 2018 14:59
Cumhurbaşkanı adayları netleşti.
İttifak kuracak partiler de ortaya çıktı.
Şimdi sıra partilerin listelerine geldi.
Biliyorum takvim çok sıkışık, partilerin listeleri hazırlamak için zamanları çok az.
Ama yine de hatırlatmak isterim.
Meclis’lerin her seçimde büyük çoğunluğunun yenilenmesinden yanayım.
Sadece Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden bahsetmiyorum.
İzmir, İstanbul, Ankara Ticaret Odaları’nın da, Türkiye’deki bütün sivil toplum örgüt meclislerinin de zaman içinde yenilenmesi gerektiğini düşünüyorum.
Neden mi?
Çünkü yenilenme bir dinamizm getiriyor.
Değişimi, yeni fikirleri, projeleri gerektiriyor.
Deneyime, geçmiş tecrübelere elbette sonsuz saygım var.
Ama bu görevler de yıllarca yapılacak görevler değil.
O yüzden siyaseti bir bayrak yarışı olarak görüyorum.
Hadi diyelim takvim sıkışık...
Ama sıkışık olmayan dönemleri de biliyoruz.
Aday olan hep aday olmak istiyor, vekil olan hep vekil kalmak istiyor.
Böyle bir dünya yok.
Tecrübeli de olsa, bu işte yetenekli de olsa; siyasetin belirli bir dönem için sınırlandırılması taraftarıyım.
Ancak o zaman yeni isimler siyasete ilgi duyabilirler.
Türkiye siyasi partiler yasasını mutlaka gözden geçirmeli.
Ve adaylık süreçlerini, sürelerini yeniden düşünmek zorundadır.
Bunu fırsat buldukça yazacağım.
Çünkü her partiden aday adayı listelerine baktığımda yeni isimler göremiyorum.
Kentsel dönüşümü
Yeniden yorumlayalım
İmar barışına karşı değilim.
Ama tek şartım var.
Yeter ki ders çıkaralım.
Ve kentsel dönüşümü doğru düzgün yapalım.
Çünkü bir yanlışı düzeltmek için en az 50 yıl beklemek gerekiyor.
İkincisi...
Kentsel dönüşüm kavramı üzerine yeniden konuşmamız lazım.
Biz “kentsel dönüşüm” deyince “yıkalım yenisini yapalım” diye anlıyoruz.
Ben ise radikal, yapısal değişimleri anlıyorum.
Siluetin değişmesini, gecekondular ya da kaçak yapılar yerine modern kentleri anlıyorum.
Hep yazıyorum.
Avrupa’ya çıktığımda birkaç şeyi kıskanıyorum.
Bunların başında mimari, şehircilik anlayışları geliyor.
Modern şehirler yıkıp yeniden yapılarak olmuyor.
Aslında koruyarak oluyor.
Eskiyi koruyup yenisini buna göre tasarlamak gerekiyor.
Bizde hangi ve kaç şehrimiz bu özelliklere uyuyor.
Her şehirde bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar eski binamız var.
Ve onları da korumayı bilmiyoruz.
Daha iyisini yapabilmek için özeleştiri yapmalıyız.
Özeleştiri yapıp doğrusunu planlamalıyız.
Kentsel dönüşüm adı altında yapılanların çoğundan mutlu değilim.
Bu güzel coğrafyada güzel şehirlerimiz olmalı.
Bu kentleri yapacak hem deneyimli mimarlarımız, hem de başarılı inşaatçılarımız var.
İklimler gerçekten değişti galiba
Dün arabaya bindiğimde sıcaklık 39 dereceyi gösteriyordu.
Bugünden itibaren de bir hafta boyunca hava bir kapalı, bir yağmurlu...
“İklim değişikliği” yorumlarını dinlediğimizde nedense “birkaç yüz yıl sonrasının haberleri” diye düşünüyorduk.
Meğerse birkaç yıl sonrasının haberleriymiş.
Eskiden nisan nisan gibiydi, mayıs mayıs gibi, kış kış gibi yaz da yaz gibiydi.
Şimdi bahardaymış gibi evden çıkıp kış gibi eve girebiliyoruz.
Ya da tam tersi...
Yani iklim değişikliği haberleri doğruymuş.
Nostaljiyi sonraya bırakalım
İzmir sporunun bugün önemli bir günü...
Altay lider Gümüşhane’yi yenerse birinci lige geri dönecek.
Menemen Belediyespor Eyüpspor’u yenerse Hatayspor’la Afjet Afyonspor maçının sonucunu bekleyecek.
Altınordu’nun play-off oynama şansı var.
Biliyorum; İzmir takımları eskiden Fener, Beşiktaş, Galatasaray ile oynarlardı ama bugünkü gerçekler böyle...
Şu maçları geçelim de; nostaljiyi sonra yapalım.
Deniz Sipahi/hurriyet.com.tr
05.05.2018