DİLE BENDEN NE DİLERSEN!..
19 Ocak 2010 14:55 / 2387 kez okundu!
Hayatta bir oyuncular var, bir de seyirciler!
Oyuncular, hayattan ne istediklerini bilen, neyi gerçekleştirmek istediklerini bilen ve ayağa kalkıp yaşamın içine girerek oynayanlardır.
Seyirciler ise oyuncuları izleyen, ancak kendileri ne oynayacaklarını bilmedikleri için oturdukları yerden kalkamayıp hayatta bir oraya, bir buraya sürüklenenlerdir. Çoğunlukla da hayatın onlara istediklerini vermediklerinden şikayet ederler. Ne istediğinizi biliyor musunuz ki hayat size onu versin?
Hayatı sizin karşınızda istediklerinizi koşulsuz şekilde yerine getirecek bir "cin" olarak görün. Hani Alaattin'in sihirli lambasındaki cin gibi! Diyelim ki, cin lambadan çıktı ve size "Dile benden ne dilersen " dedi. Siz de ona "Ne istediğimi bilmiyorum ki" dediniz. E peki cin bu durumda ne yapsın??
Ya da belki de şöyle dediniz: "Aslında ne istediğimi biliyorum ama, mümkün değil gerçekleşmez! Kesinlikle olmayacaktır! O yüzden cin kardeş sen boşuna bununla uğraşma! Yine cin bu durumda ne yapsın?..
Hayat aynı cin gibi koşulsuz şartsız sizin isteğinizi gerçekleştirmek için bekliyor. Siz ne dilerseniz sizinle birlikte onu gerçek yapmak için el ele veriyor. Öyleyse sorun kendinize:
Hayattan ne bekliyorum?
Nasıl bir yaşam istiyorsunuz? Kendinize nasıl bir yaşamı hak görüyorsunuz? Hayatta neleri deneyimlemek istiyorsunuz? Nelere sahip olmak istiyorsunuz? Nasıl biri olmak istiyorsunuz? Kendinizi 1 yıl sonra nerede görmek istiyorsunuz?
Siz hayattan ne beklediğinizi bilmez iseniz, nasıl bir yaşantıya sahip olmak istediğinizi bilmez iseniz kendinizi ömrünüz boyunca seyirci koltuğunda oturmaya göre ayarlamışsınız demektir. Bunun da iyisi kötüsü yoktur. Bu sadece bir seçimdir. Hayatımız seçimlerden oluşur. Seyirci olmayı bilinçli seçenlere değil sözüm. Sözüm ne olmak istediğini bilmeyen ve sürekli bundan şikayet edenlere, kendilerine ve etrafındakilere hayatı zor edip, enerjilerini düşürenlere. Ya bilinçli olarak "seyirci" olma seçimini yapın; ya da etrafınızdakileri rahat bırakın!
Bu noktada herkesin seçimini yaptığını ve hayattan ne beklediğine dair bir fikri olduğunu umarak devam ediyorum. Eğer yukarıdaki soruya cevap verdiyseniz, şimdi gelin devamına bir göz atalım:
İstediğim şeylere ulaşmamı engelleyen ne tür düşüncelere,inançlara,öğretilere sahibim?
Bütün bu düşünce,inanç ve öğretiler gitmek istediğim yolda beni ileri mi taşıyor, yoksa ayağıma mı dolanıyor?
Eğer ayağıma dolanıyorsa bunları beni ileri taşıyacak ne tür inançlar ve düşüncelerle değiştirebilirim? Yani neye inanırsam ilerlerim?
Bu sorular ile kendimize bir içsel bakış atıyoruz. Ne istediğimizi biliyoruz bu aşamada, ona ulaşamama nedenlerimize bakıyoruz. Siz hedefe ulaşama nedeninin sizin dışınızda mı olduğuna inanıyorsunuz? Yani sizin elinizde olmadığına, sizin kontrolünüzde olmadığına mı inanıyorsunuz? O zaman siz gücünüzü yadsıyorsunuz. Gücünüzü sizden daha güçlü olduğuna inandığınız dışsal olaylara veya kişilere veriyorsunuz. Ben de size diyorum ki; siz o kadar güçlüsünüz ki, siz istedikten sonra dünyayı bile yerinden oynatırsınız.
Hedeflerimize ulaşamamamızın tek nedeni var: KENDİMİZ. Kendimizden başka bize engel olan hiçbir kimse ve olay yok!.. Ne kurtarıcı dışarıda, ne de düşman! Hepsi biziz! Bu yüzden bu sorularla kendi kendimizi hedefe gitmemizden alıkoyan ne tür içsel düşünce ve inançlara sahip olduğumuza bakarak bunları yenileriyle değiştirerek yol alıyoruz.
Bütün bu sorular ve içsel tarama neye yarayacak? Ne istediğimizi bulmaya ve bunun olacağını bilmeye. Bu noktada karşınıza çıkan cin'e olacağından emin olarak ne söyleyeceğinizi biliyorsunuz artık. Cin de koşulsuz şartsız bunu yerine getirmek için cevabınızı bekliyor. İşte hayat ta şu anda sizden bunu bekliyor ve size sesleniyor: DİLE BENDEN NE DİLERSEN EY GÜZEL İNSAN!!!
Bu fırsatı kaçırmayın derim güzel insanlar.
Dileyin ne dilerseniz 2010'dan...
Violet Alalof
Yaşam Koçu
13.01.2010
www.suviocoaching.com
