Yaşam birliği dayatıyor
24 Şubat 2011 11:46
Ege Çevre ve Kültür Platformu 4. Kurultayı önceki gün gerçekleştirilen “Tabiat ve Biyo-çeşitlilik Yasası Siyaseti” adlı söyleşi ile sona erdi. Panelde yasanın içeriği kadar, bu yasa da dahil, kapitalist kaynaklı çevre, doğa ve kültür talanına karşı nasıl mücadele edileceği tartışıldı.
Ege Çevre ve Kültür Platformu 4. Kurultayı önceki gün gerçekleştirilen "Tabiat ve Biyo-çeşitlilik Yasası Siyaseti" adlı söyleşi ile sona erdi. Panelde yasanın içeriği kadar, bu yasa da dahil, kapitalist kaynaklı çevre, doğa ve kültür talanına karşı nasıl mücadele edileceği tartışıldı. Çevre direnişlerinde her geçen gün kendini daha çok gündeme oturtan birlik arayışları EGEÇEP kurultayına da damgasını vurdu.
YASALARLA İRTİBATI ÇOKTAN KESTİK
EGEÇEP Dönem Sözcüsü Muammer Sakaryalı’nın kolaylaştırıcılığını yaptığı panelde ilk olarak konuşan İzmir Barosu Çevre Komisyonu Üyesi Av. Ayşegül Altınbaş, çevreye yönelik çok pervazsız saldırıların yaşandığını ve adeta yangından mal kaçırır gibi yasalar çıkarıldığını söyledi. Tabiatı ve Biyoçeşitliliği Koruma Yasası’na bir hukukçu olarak baktığında kendisinde “dalga geçiliyor” hissi uyandığını söyleyen Altınbaş, "Gelinen nokta şu; hukuka düşmeden bu işleri bitirmek gerekiyor. Sadece hukuku savunarak bu işler engellenemiyor. Yasa’da STK’lara sus payı bile düşünülmüş. Böyle bir yasa yapma tekniği ne zaman gelişti aklım ermiyor" dedi.
Panelin ikinci konuşmacısı derelerin Kardeşliği Platformu’ndan Yaşar Aydın, HES şirketlerinin 6 aydır Karadeniz’deki her dereyi, her gözeyi ezberlettiğini söyledi. HES’lere karşı 44 vadide mücadele ettiklerini belirten Aydın, kendilerinin yasaları değil, bu işin siyasetini konuşmak istediklerin söyledi. Aydın "Biz yasalarla irtibatımızı Sanko Holdingin HES’ini Başbakanın açması ile kestik. Açtığımız 86 davadan, biten 45’i lehimize sonuçlandı. Ama tüm HES inşaatları devam ediyor. Biz, orada yaşayan köylüleriz. Orada doğduk, o derelerin sesini dinleyerek ölmek istiyoruz" dedi. Derelerin Kardeşliği’nin kendi politik hattını, mücadele süreci içerisinde oluşturduğunu aktaran Aydın, “Heyecanımızın devam etmesi, mücadeleden yeniden yeniden öğrenme ile oluyor. Yukarıdan bir siyasetle mücadele edilmesinin doğru olmadığını düşünüyoruz. Şunu gördük; gelişen süreç içerisinde, ülkenin dört bir yanında birbiriyle temasları olmasa da aynı şeyleri düşünen mücadeleler gelişiyor. Mutlaka, basit de olsa bir yan yana gelişe ihtiyacımız var. Ama buna çok fazla anlam yüklemeden. Başarı mutlaka ortak mücadele ile olur, bunu biliyoruz. Hiç kimse 2 bin metrede jandarmalarla karşı karşıya gelen bizler kadar, yalnızlığı, birlikte olmanın önemini anlayamaz” diye konuştu.
ARTIK BİRLEŞİYORUZ
Son olarak konuşan Prof. Dr. Beyza Üstün ise ülkenin önüne değişim değeri üzerine yapılan politikaların konduğunu görüyoruz. Bu döngüye girersek birbirimize gireriz. Sürdürülebilir Kalkınma adı altında toplum, doğa, emek eş değer kılındı. Bunun yankılarını biz bugün yaşam mücadelesi olarak veriyoruz” dedi. Mücadelenin ülke genelinde, hatta dünyada bir bütünsellik içerisinde düşünülmesi gerektiğine işaret eden Üstün, “Benim vadime yapılması demekle o vadiye HES kurmak isteyen şirketin yaptığı eş değerdir. Bu bir hak mücadelesidir ve antikapitalisttir. Emeğin sömürüsü de doğanın sömürüsü de aynıdır” diye konuştu. Çevre mücadelesinde Bergama köylüleri ile başlayan aydınlanmanın bugün derelerin Kardeşliği ile devam ettiğine vurgu yapan Üstün, “Mücadele kendi alanını örüyor. Her alanda mücadele farklı farklı yükseliyor ama bütün mücadeleler giderek birleşiyor. Artık birleşiyoruz. Yaşam bizi bu noktaya götürüyor” dedi. Kurultayın öğleden sonraki bölümünde gerçekleştirilen forumda da çevre direnişlerinin birliğine yönelik görüş ve arayışların öne çıktığı görüldü. (İzmir/EVRENSEL)
EGEÇEP YÜRÜTME KURULU
Kurultayda EGEÇEP yeni Yürütme Kurulu’na getirilen isimler:
- Burçak Karaman Uysal
- Ertuğrul Barka
- Hülya Yılmaz
- Av. Berrin Esin Kaya
- Özer Akdemir
- Mehmet Şahin
- Bahadır Doğutürk
- Hayri Bökü
- Tekin Karadağ
- Av. Hande Atay
- Recep Erkol
- Özer Akdemir