Yeşiller: 'Gerçek katiller bulunsun, Alevilerin talepleri dikkate alınsın.'
02 Temmuz 2010 13:17
Bugün, 35 sanatçı ve aydının yakıldığı Sivas Madımak katliamının 17. yıldönümü. Yeşiller Partisi Genel Sekreteri Hüseyin Güngör tarafından bugün yapılan açıklamada Madımak katliamının Türkiye tarihinin utanç verici olaylarından biri olduğu, olayın hukuk ve adaletin tecelli etmemesi bakımından da düşündürücü olduğu belirtildi
Hüseyin Güngör yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Madımak katliamı 9 saat boyunca devlet güçlerinin seyirci kalmasından güç alan bağnaz katiller eliyle gerçekleştirildi. Maraş ve Çorum katliamları gibi, Sivas’ta da aradan 17 yıl geçmesine rağmen Alevilere yönelik sistematik baskı, sindirme ve katliamların perde arkasındaki derin devlet uzantıları açığa çıkarılmamıştır. Madımak katliamı Türkiye tarihinin utanç verici olaylarından birisi olmasının yanısıra, hukuk ve adaletin tecelli etmemesi bakımından da düşündürücüdür.
Türkiye devletinin tek kimliğe dayalı vesayetçi anlayışı, bu ülke sınırları içinde yaşayan ve her biri de bu toprakların otokton halkları, inançları ve kültürlerini oluşturan Alevileri, Kürtleri, Ermenileri, Lazları, Çerkezleri, dindarları, Musevileri, inananları, inanmayanları hepsini tek kalıba sokmak üzerine kurulmuştur. Bu vesayetçi zihniyetle yoğrulan bağnaz katillerin Sivas’ta yaktığı 35 canın ardından 17 yıl geçmesine rağmen olay unutturulmaya çalışılmakta, Madımak'ın müze yapılması bile engellenmektedir.
Madımak bu süre boyunca adeta nispet yapılırcasına kebapçı dükkanı olarak işletildi. Solingen’de kafatasçı Nazilerce yakılarak katledilen Türklerin ardından Federal Almanya devleti en üst düzeyde defalarca özür dilemiş ve bir anıt yaptırmıştır. Türkiye'de ise insanların yakılarak katledildiği yerin kebapçı dükkanı olarak işletilmesini herkes içine sindirebilmiştir. Madımak Alevilerin ve demokrasi güçlerinin yoğun taleplerine rağmen müze yapılmak istenmemekte, gerekçe olarak da bütçe yokluğu gösterilmektedir. Alevilerin kendi kaynaklarıyla Madımak’ı müze yapma istemi ise tam da bağnaz ve vesayetçi anlayışa yakışır gerekçelerle geri çevrilmektedir.
Başbakan Erdoğan’ın iki yıl önce Almanya’daki Türklerin haklarını savunmak için söylediği “asimilasyon bir insanlık sucudur” sözüne rağmen Kürtleri Türkleştirme, Alevileri Sünnileştirme anlayışı bütün hızıyla devam etmekte ve hükümet bu konuda yaptığı göstermelik açılımlarla toplumu oyalamaktadır. Devletin ve hükümetin bu çifte standartlı anlayışı terk etmesi, demokratisiyi yaşama geçirerek çok kültürlülük zemininde toplumsal taleplere duyarlı hale getirilmesi gerekmektedir. Bu ihtiyaç, yangın yerine dönen ülkemizin en önemli gündem konusu olmalıdır.
Alevilerin temel talepleri olan zorunlu din derslerinin kaldırılmasına dair Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının uygulanması, Cemevlerine yasal statü verilmesi, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın lağvedilerek üst kurula çevrilmesi, nüfus cüzdanlarındaki din ibaresinin kaldırılması gibi talepler vatandaşlarına eşit mesafede duran gerçek laik bir devlette olması gereken ön koşullardır. Yine okul müfredatlarında sadece Alevileri değil bütün diğer kültür ve inançları ötekileştiren anlayışın yerine özgürlük ve eşitliği esas alan çok kültürlü bir anlayış benimsenmelidir.
Yeşiller Partisi olarak Alevilerin taleplerinin dikkate alınmasının ve Alevilere yönelik katliamların gerisinde yer alan karanlık güç odaklarının açığa çıkarılarak yargılanmasının takipçisiyiz. Özgür, demokratik ve çok kültürlü bir toplum doğrultusunda verdiğimiz mücadeleyi de kararlılıkla sürdüreceğiz.”
Yeşiller Partisi Basın Bürosu
İstiklal cad. Balo sok. No:21/1 Beyoğlu-İstanbul
212-244 77 80
yesillerbilgi@yahoo.com.tr