Zafer Bayramı namazından... - Ramazan Rasim

31 Ağustos 2011 15:32  

 

Zafer Bayramı namazından... - Ramazan Rasim

Ramazan Bayramı yurtta, dış temsilciliklerde ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde törenlerle kutlandı. Zafer Bayramı namazı için Kocatepe Camii avlusunu hınca hınç dolduran Ankara Garnizonu’na bağlı askerler...

Ehh, dün biraz hatlar karıştı tabii.

Aman daim olmasın bu karışıklık. Laikinden yeni kurtuluyoruz başımıza bir de Müslüman ordu çıkmasın. Biz böyle milli ve dinî bayramları ayrı ayrı kutlamaya devam edelim. Laiklik dediğin nedir ki zaten? Biraz da dinî bayramların, milli bayramlara karışmaması değil mi?

İmamlar bu fırsatı kaçırmadı tabii. O saba makamı ahesteliğindeki namaz vakti hutbelerden neredeyse bir jet sesleri yükselmedi. Tarihimizin tüm muzaffer komutanları camilerde resmigeçit yaptı. Ordumuz ise herhalde uzun süredir camii cemaatinden bu kadar çok dua almamıştır. Bu dualar Genelkurmay karargâhını bir bin yıl daha gizli dinlenme gibi belalardan koruyacaktır.

Bayramdan bayrama camiye giden laik yaşam tarzına sahip insanlar için bu camilerdeki 30 Ağustos coşkusu tabii gönül ısındıracak, ayak alıştıracak, ezber bozacak bir şey olabilir.

Bizim gibi 28 Şubat’ın en şedid günlerinde bile camilerde ordumuza zorla dua ettirilmiş sıradan Müslümanlar için ise bu din soslu hamaset pek de bir şey ifade etmiyor artık. Burası TRT’nin bir camiden yayınladığı Mevlid Kandili programında imam dua ederken “Atatürk ve silah arkadaşları” demedi diye ertesi gün arıza çıkarılan bir memlekettir. Bir zamanlar Metin Bostancıoğlu adında eğitim şart bir Milli Eğitim Bakanı vardı. Katıldığı temel atma töreninde dua eden imam Atatürk’ün adını anmayınca, “Atatürksüz dua olur mu” diyerek imama yeniden dua okutmuştu. İmam da okumuştu tabii. Allah kabul etmiş miydi? Pek zannetmiyorum...

Bayram namazlarını imamlar bir tebliğ ve irşat fırsatı olarak görürler. Çünkü yılda en fazla iki kez karşılarına çıkacak bir cemaat vardır camide. Bazı imamlar güzel ahlaktan, peygamber efendimizden bahsederek damaklarda imandan hoş bir tat bırakmak üzerine vaaz stratejilerini kurarlar. Bazıları sadece hâsılata oynar. Cami acemisi cemaatin camide bir de bağış yapıp o güne kadar kılmadığı namazları, tutmadığı oruçları telafi etme zaafına oynarlar. Bazılarının tebliğciliği pedagoji bekleyemez acilliktedir. Yılda iki kez iki rekât namaz kılacak kadar dinle bir ilişkisi olan adama beş vakit namazın nasıl farz olduğunu anlatmaya girişirler. Cehennem kartlarını açarlar, cemaatin üstüne son kozları ateşleri, kızgın taşları fırlatırlar.

Ama imamlar ne yaparsa yapsın iyi bir müezzin ve azıcık müzik kulağı olan bir cemaatin segâh tekbirleriyle yaratacağı manevi havayı bozamaz..

“Allahüekber allahüekber, lâ ilâhe illallahü, vallahü ekber, allahü ekber velillahi’lhamd” diye giden tekbirler hiç bitmesin ister insan...

Allah Itri’den razı olsun...

Haa bu arada bayramınız da mübarek olsun. Bayram yapıp, kutlayacağımız en şanlı zaferimiz de nefsimizi, egolarımızı denize dökeceğimiz o büyük taarruzun yıldönümü olsun...


ramazanrasimtaraf@gmail.com

Taraf

Son Güncelleme Tarihi: 31 Ağustos 2011 15:44

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0