Komşu Yunanistan'da Syriza, Türkiye'de HDP

27 Ocak 2015 16:10 / 1381 kez okundu!

 

 

Yunanistan'da 25 Ocak 2015’de düzenlenen genel seçimlerde gelen ilk sonuçlara göre Radikal Sol Parti SYRİZA / ΣΥΡΙΖA (Synaspismós Rhizospastikís Aristerás, yani "Radikal Sol Koalisyon")   açık farkla önde. SYRİZA 151 milletvekili çıkarabilirse tek başına hükümet kurabilecek. Resmi olmayan sonuçlara göre SYRİZA 39,5 oyla 151 sandalyeye ulaşabiliyor. Komşu ülkenin kaderini değiştirecek olan bu fotoğrafı büyütürsek Yunanistan’da Sol- Sosyalist anlayışlar; ırkçılık ve egemenlerin din zehrine karşı yeniden alternatif oluşturacak gibi. Küresel emperyalizmin özellikle 90’lı yıllardan beri hızla örmeye çalıştığı yükselen değer haline getirdiği, ırkçılık ve din eksenli politikaları bu gün Yunanistan’da iflas etmiştir.

Son 4-5 yıldır da Orta Doğu'da sözde "Arap Baharı" adıyla estirilen rüzgârın, halkların katili haline dönüştürmeleri de salt bu emperyal çıkarlar yüzündendir. Irak/ Kobane’de başarıya ulaşamayan bu terör belki de Orta Doğu'da yeni yaşamların örüldüğü devrimlere doğru evirilecektir.

SYRİZA,  2001 yılında bazı sol gruplar arasında oluşturulan "Solun Birliği ve Ortak Eylemi için Alan" adlı koalisyon 2004 yılında seçimlerine girerken bir sol ittifak kurmak istemesiyle ortaya çıktı. Bugünün HDP’si ve SYRİZA arasındaki benzerlikler olduğu kadar farklılıklarda vardır. Benzerlikler sadece lider bazında değil program ve örgütlenme konusunda da vardır. Bugünkü HDP’yi daha iyi anlamak için yakın geçmişteki siyasal tarihimize bir yolculuk yapalım.  

Tıpkı SYRİZA gibi bir geçmişe sahip Çatı Partisi tartışmaları bizde ilk kez 2002 Kasım Milletvekili Seçimleri’nde ortaya çıkmıştı. Hatırlarsanız, Kasım 2002 seçimlerinden önce HADEP, EMEP, SDP bir araya gelmiş, kısa bir seçim programı ile DEHAP “çatısı” altında ilk kez seçime birlikte girmişlerdir. Bu ittifaka bazı sol grupların katılmasının yanı sıra, çok sayıda aydın, kitle örgütü temsilcisi, bazı sendikacılar vb.gibi destek vermişti. 2007 yılının başlarında “Çatı Partisi” adı verilen ittifakın gerekliliği üzerine tartışmalar yeniden canlandı. 22 Temmuz 2007 Milletvekili Seçimleri için DTP, EMEP, ÖDP ve SDP’nin katıldığı ‘Bin Umut Adayları’ ismi verilen seçim ittifakını gerçekleştirdi. Ve parlamentoya EMEP hariç DTP, ÖDP ve SDP de bağımsız milletvekili olarak girmişti. “Çatı Partisi” tartışmaları seçimlerden sonra da aralıksız devam etti.

Çatı Partisi girişimi daha sonra "Demokrasi İçin Birlik Hareketi" ismiyle yeniden doğdu. Demokrasi İçin Birlik Hareketi de bir önceki oluşumdan farklı olarak birlikte verilecek bir kavgayla ancak kazanımlar elde edileceği savıyla yerelden merkeze bir örgütlenme ile farklılıklarla bir araya gelerek Demokrasi kavramının soyut bir ütopyadan çıkarılıp doğrudan örgütlenme kültürü üzerine bir anlayışla ilk kez demokratik özerklik kavramı sol literatürle buluştu. Çatı partisine ziyaden Demokrasi İçin Birlik Hareketi, farklılıkların daha da zenginleştirildiği bir yapı haline dönüştü. Aynı zamanda bu hareket sadece biçimsel bir temsile, ırka, dile, resmi dine göre tanımlanan değil, tam tersi ret eden bir demokrasi mücadelesi ile ancak mümkün olacağı teziyle geliştirildi. Demokrasi için Birlik Hareketinden sonra Halkların Demokratik Kongresine evirilen bu harekete çatı partisi- Demokrasi için Birlik Hareketinde yer alan aydın ve akademisyen çevrenin daha da çoğalarak en geniş sol- sosyalist yapılarda katılarak Kongreye katılım daha da büyüdü. Ekolijistleri, Lbgt bireylerini, Feminist ve kadın örgütlerini, Gençlik ve emek örgütlerini, yerel dernekleri, Engellileri, ülkede yaşayan azınlık diye tabir edilen bu ülkenin en kadim halk ve inançlarıyla,  akademik ve demokratik özgürlükler, ana dilde eğitim hakkı v.b. en temel insan hak ve hürriyetlerinin örgütlendiği bir yapı haline geldi.

2014 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ise HDP olarak Selahattin Demirtaş’ın adaylığı ile % 9.8 oy alınması geniş kitlelerce daha bir umut oldu. Bu umudu daha da büyütmek isteyen HDP, yeni kurulan Birleşik Haziran Hareketiyle de görüşmelerini sürdürmektedir. SYRİZA içinde Maoculardan, Troçkistlere, demokratik sosyalistlerden, ekolojistlere sol içi birçok farklı grup ve politik eğilim bulunuyor. Tıpkı SYRİZA gibi HDP’den de bazı sol partiler ayrıldığı gibi yeni kurulan bazı sol – sosyalist partiler de HDP’ye katıldı. Birçok Sol eğilimi içinde bulunduran HDP- HDK yeni yaşama ve umuda yolculuk ediyor. Her iki ülkedeki oluşum hem tarihsel süreç içersinde çıkış itibarıyla hem bileşenlerin sosyalist partiler olması hem liderlerin sergiledikleri duruş açısından büyük benzerlikler vardır. Benzerlikler olduğu kadar farklılıklar da vardır.

HDP Eşgenel Başkanı Selahattin Demirtaş ve SYRİZA başkanı Aleaksis Tsipras’ın liderlik anlamında birbirine çok benziyorlar. İkisinin de genç ve dinamik, kararlı, sempatik, alçak gönüllü oluşları, iyi bir konuşma yapısına sahip olmaları, ezilenlerin, ötekileştirilenlerin, ekolojistlerin, hak savunucuların saffında olması gibi bir dizi benzerlikler bizleri de suyun öteki yakasındaki komşunun siyasal ikliminin daha da umutlandırdığını burada belirtmek gerek. HDP Eşgenel Başkanı Selahattin Demirtaş, Yunanistan seçimlerinden birinci parti olarak çıkan Radikal Sol Koalisyon SYRİZA’nın lideri Aleaksis Tsipras’ı mesajıyla ‘’Yoksullar için, emekçiler için özgür bir dünyaya doğru yolun açık olsun kardeşim Tsipras’’ diyerek kutlamıştır. Ne diyelim! Darası Demirtaş ve HDP’nin başına.  

SYRİZA’ nın HDP ile farklılıklarına gelince; her kesimden temsiliyetin esas olduğu Kadının yerel ve parlamenter meclislerde en fazla temsiliyeti olan bir anlayışla varlığını konumlandıran HDP, sosyalist partilerin ve sosyalistlerin de yer aldığı bir yapı olmasına rağmen direk sosyalist bir örgütlenme diyemeyiz. SYRİZA’ DAN farklı olarak ayrıca  ülkelerin karanlık geçmişleriyle yüzleşmesini savunan Soykırımı ilk dillendiren bir partidir. Anadolu coğrafyasında 24Nisan 1915’de yaşanan Soykırım için özür dileyen ve bunu TC. Parlamentosunda yüz yıllık susuştan sonra ilk kez resmi bir özre dönüşmesi için direnen tek partidir. Salt soykırım konusundaki tavrından ötürü bile olsa HDP’yi taçlandırıyorum. 24 Nisan’ın yüzüncü yılında özellikle Mezopotamya’daki HDP’li Belediyelerden soykırım yaşayan halkların ve bizlerin beklentileri var. 24 Nisan’da ulusal yas ilan etmeleri gibi bir dizi etkinlikler, (Çok dilliciliği ve ana dilde eğitimi savunan bir parti olarak Ermenice, Süryanice, Rumca, Türkçe, Kürtçe broşür ve afişler ile anlatım) ve anma düzenlemeleri yapmalarını, hem bir partili olarak hem soykırımla ilgili araştırmacı/yazar olarak ısrarla bekliyorum. Umut HDP olunca beklentilerimiz de yüksek oluyor.  

SYRİZA’yı başarısından ötürü kutluyorum. SYRİZA, tam seçim sonuçları şu ana kadar netleşmemekle birlikte ola ki tek başına iktidar olamasa bile bu yine de büyük bir başarıdır. Solu Avrupada, ülkemizde ve tüm dünyada da umut haline getirdiği için bir kez daha kutlamak gerek. Suyun iki tarafında yaşayan halkların nedense kaderleri de ortak. Her iki ülke hep darbelerle, faşizmle, AB üyesi olmasına rağmen komşu da bizim gibi ekonomik krizle bu güne değin boğuştu. Umarım Yunanistan’da 25 Ocak 2015’de Soldan esen bu rüzgârın etkisi Türkiye’de HDP ile hayat bulur. Buradan görülen o ki ülkemizde pek yakında AKP saltanatına son verecek tek oluşum HDP olacaktır. Büyük emekçi kitlelerine, ezilenlere, yok sayılanlara, ötekileştirilenlere bu ülkede umut olabilecek; soyguna, talana, zalimden yana dur diyecek tek bir muhalefet vardır o da HDP’dir.

Haydi! HDP ile yeni yaşamları hep birlikte bu ülkede örmeye.

 

Zeynep TOZDUMAN

26.01.20015

 

Son Güncelleme Tarihi: 27 Ocak 2015 16:31

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.