Van halkı ve Varagavank Manastırı hala üşüyor
05 Aralık 2013 12:49 / 1454 kez okundu!
Sizleri bu kez Mezopotamya’nın en doğusunda kalan 23 Ekim ve 9 Kasım 2011 tarihinde iki büyük bir deprem felaketi yaşayan Van iline götürmek istiyorum. Van ilinden yola çıkıp oradan da merkeze bağlı Bakraçlı köyündeki Ermenilere ait Yedi Kilise olarak bilinen Varagavank manastırına taşımak istiyorum.
Hepinizin medya ve görsel basından bildiği üzere bu kilisenin tapusu Habertürk Gazetesi genel yayın yönetmeni Fatih Altaylı’nın dedesinin üzerine tescil edilmiş. Fatih Altaylı'nın dedesinin bu kiliseyi hangi koşullarda ve nasıl tapuladığını bir kenara koyarsak, geçtiğimiz yıl Sayın Fatih Altaylı’nın kamuoyuna verdiği demeçle Ermeni halkının yüreklerine umut ekmesi herkesi sevindirmişti. Tıpkı yalancı bahar gibi verilen umutlar da bir balon gibi söndü.
Doğunun incisi diyebileceğimiz son yıllarda yetim ve yoksulların coğrafyası Van ili, sürekli depremlerle ve devlet destekli katliamlarla gündemden yüzyıllardır düşmüyor. 2011 depreminin yaraları hala sarılmayan, kontenırlar da yaşam mücadelesi veren Van halkı şu günlerde kar'la-kışla cebelleşmektedir. Bir zamanlar Ermeni halkının yaşadığı elim kaderi ne yazık ki şimdi de Kürtler yaşıyor bu antik kentte. Komşu ülkelere yardımsever ve kahraman gibi görünen fakat kendi halkının acılarına gözlerini yuman, garip bir ülkede yaşıyoruz. Acının ve gözyaşının şehri olan Van, tarih boyunca birçok depremler yaşamıştır. 30 Nisan 1915'den sonra çok büyük si yasi depremler yaşayan, yakılıp, yıkıldıktan sonra yeniden kurulan bu kent bir zamanlar Batı Ermenistan denilen bölgenin başkenti; barışın, sevginin ve kardeşliğin anayurduydu. Ermeniler gittiler işte… Ama Van sallanmaya devam ediyor. Tıpkı Van halkı gibi Yedi Kilise’de 2011'de yaşanan depremlerde ağır hasarlar gördü. Biraz da kilisenin kısa bir tarihçesine bakalım hep birlikte.
''Yedi Kilise olarak da bilinen Varagavank Ermeni manastırı, Vaspurakan'ın en zengin ve en iyi bilinen manastırı ve de Van başpiskoposunun mevki imiş. Manastır, günümüzde Erek Dağı olarak bilinen Varag Dağı'nın güney yamacına yakın bir konumda, Van şehrinin 10 kilometre kuzeydoğusunda. Vaspurakan Kralı Senekerim-Hovhannes'in bu manastırı, hükümdarlık dönemi(1003-1022)nin başlarında yaptırdığı rivayet edilir. Kazada yer alan çok sayıda dini merkezin başında, hiç kuşkusuz, Yedi Kilise olarak da anılan Varak'ın Surp Haç Manastırı gelmekteydi. Mimarisiyle olduğu kadar, yüzyıllar içinde kazandığı ünle Vasburaganlı Ermenilerin gönlünde taht kurmuştu. Varagavank Manastırı, değişik zamanlarda yapılan 6 kilise, bir jamatun, bir çan kulesi ve dış duvarlarla çevrili birçok ek binadan oluşuyor. Varagavank Manastırında bulunan Sürb Astuacacin kilisesi 1648’de meydana gelen bir depremde büyük zarar görmüş ve Baş Rahip Kirakos denetimindeki çalışmalarla aslına uygun olarak onarılmıştı ''.
Varagavank manastırıyla ilgili Fatih Altaylı'nın Ermeni halkına iadesiyle ilgili demecinden hemen sonra, 7.08.2012 Özgür Gündem’de çıkan bir habere göre; ''Yaşanan depremlerden sonra yıllardır kilisede bekçilik yapan Mehmet Çoban, kilisenin kısa sürede onarılarak kalan bölümlerin kurtarılması için Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Müze Müdürlüğü ve Özel İdare başta olmak üzere gerekli yerlere dilekçe ile başvuruda bulunmuştur. 2011 depreminden sonra kilise tamamen yıkıldı. Van İl Genel Meclisi tarafından, BDP ile AKP’lilerin oluşturduğu 5 kişilik komisyon, manastırın hasar görerek yok ol masına duyarsız kalmadı. Komisyon inceleme yaparak bir rapor hazırladı. Van İl Genel Meclisi’ne sunulan rapor, Mecliste tartışılarak oy birliğiyle kabul edildi. Raporu Meclis’e getiren Komisyon Başkanı BDP’li İl Genel Meclis Üyesi Kutbettin Hacıyusufoğulları, depremde manastırın kilise bölümünün ağır hasar gördüğünü belirtti. Bu nedenle kilisenin acil olarak onarılması gerektiğini de vurguladı ''.
Van Belediye meclisinde alınan karara rağmen şu an kadar herhangi bir çözüm bulunmadı.
Varak Manastırı, 1915 soykırımından sonra el konulan binlerce Ermeni mülkünden sadece bir tanesi. 1915'de Ermenilere ait olan Van bölgesinde 300 kadar, toplamda 2 binden fazla kilise şu an kim bilir kimlere tapuludur. Bu mülklerin çoğu dönemin İTC şahıslarına (Teşkilat-ı Mahsusa üyelerine), hazineye veya belediyelere tapulanmıştır.
Şu ana kadar Ne Fatih Altaylı tapunun tescilini yaptı, Ne Van Belediye meclisi, Yedi Kilisenin yenileme ve onarım çalışmasını yaptı. Sıcak gündemle verilen günü kurtarma demeçleri ise çoktan unutuldu, gitti. Ama bizler unutmadık. Biliriz ki, sözler tutulmak için verilir. Kamuoyuna verilen sözler ve vaatler yerine getirilene dek de hatırlatmayı bir borç biliyoruz.
Fatih Altaylı'dan bu kilisenin tapusunun gerçek sahibi olan Ermeni halkı şahsında patrikhaneye verilmesini, Van Belediye meclisinden de bir an evvel bu kilisenin restorasyon ve onarımını yapmasını ısrarla ve inatla bekliyoruz. Öncelikle ülkemde ve dünyada nerede ezilen bir halk varsa, hak ve hukuk gaspı yaşayanlar varsa biz onların vicdan bekçileri olmalıyız. Bu coğrafyada kardeşçesine değilse de dostça hep birlikte eşit yurttaş olarak yaşayabilmek için Türk aydınlarına büyük görevler düştüğü inancındayım. Etnik kimliği benim gibi beyaz Türk olanların, ötekileştirilen tüm halklarla el, ele onların acılarını gün yüzüne çıkarma/unutturmama adına ve 1915’den günümüze değin yaşatılan tüm soykırımlar için 2015’e ramak kala daha büyük adımlar atmalıyız.
Bizler çok iyi biliyoruz ki, insanlık tarihinin mirası olan yerlere sahip çıkmak tarihe ve büyük insanlığa sahip çıkmaktır. Haydi gelin! Depremde yaralı henüz sarılmayan Van halkına ve Van/ Varagavank manastırına insanlık adına hep birlikte sahip çıkalım.
Zeynep TOZDUMAN
05.12.2013
Son Güncelleme Tarihi: 10 Aralık 2013 14:17